tag:blogger.com,1999:blog-40812813816894132602024-03-13T10:14:57.356-07:00 ''TuBa DaLLaRı'' İslama DoğruAnonymoushttp://www.blogger.com/profile/15007382329006854675noreply@blogger.comBlogger94125tag:blogger.com,1999:blog-4081281381689413260.post-82106291142609243532013-12-10T14:50:00.003-08:002013-12-10T14:50:52.277-08:00Teheccüt (gece) namazı kılmanın fazileti ve mükâfatı nedir?<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-IA4ctYWajiE/Uqeah6wjQtI/AAAAAAAAAUk/I4csPo3H59U/s1600/images+(4).jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="231" src="http://2.bp.blogspot.com/-IA4ctYWajiE/Uqeah6wjQtI/AAAAAAAAAUk/I4csPo3H59U/s400/images+(4).jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Teheccüt (gece) namazı kılmanın fazileti ve mükâfatı nedir?</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Peygamber Efendimiz (asm) buyuruyor ki: </div>
<div style="text-align: center;">
"Farzlardan sonra en faziletli namaz gece kalkarak kılınan namazdır.” (İmâm-ı Gazâli)</div>
<div style="text-align: center;">
Teheccüt namazının faziletini Cenab-ı Hak ayetlerde bildirmiştir</div>
<div style="text-align: center;">
Peygamber Efendimiz (asm) için gece namazı farz kılınmıştır:</div>
<div style="text-align: center;">
“(Habîbim, yâ Muhammed!) Hem gecenin bir kısmında (uyanıp) da sana mahsus bir fazla (farz namaz) olmak üzere, onunla (Kur’ân’la) teheccüt (namazı) kıl! Tâ ki Rabbin, seni Makam-ı Mahmûd’a (övülen bir makama) ulaştırsın.” (İsrâ, 79)</div>
<div style="text-align: center;">
“Ey müzzemmil olan (elbisesine örtünüp bürünen peygamber)!Bir kısmı hâriç, geceleyin (namaz için) kalk!(Gecenin) yarısı kadar (namaz kıl) veya bundan (yarısından) biraz eksilt yâhut onu artır (serbestsin), Kur’ân’ı da tâne tâne oku! Çünki biz, senin üzerine (kıymeti pek) ağır bir söz (Kur’ân) bırakacağız (vahyedeceğiz) Şübhesiz ki gece kalkışı, (Kur’ân’ı anlamada kalbe) alabildiğine uygun ve kırâate daha elverişlidir. Çünki senin için gündüz vaktinde, uzun bir meşgûliyet vardır.” (Müzzemmil, 1-7)</div>
<div style="text-align: center;">
Geceleyin kılınan iki rekâtlık namaz her şeyden hayırlıdır</div>
<div style="text-align: center;">
Peygamber Efendimiz (asm) buyuruyor ki: </div>
<div style="text-align: center;">
"Geceleyin kılınan iki rekâttık namaz insanoğlu için dünyadan ve dünyada bulunan her şeyden daha yararlıdır. Ümmetime zor gelmese iki rek'at gece namazını üzerlerine farz kılardım." (İmâm-ı Gazâlî)</div>
<div style="text-align: center;">
Peygamber Efendimiz (asm) tüm günahları affolmasına rağmen gece namazını bırakmamıştır</div>
<div style="text-align: center;">
Mugire Ibni Sube (ra) buyurur ki; </div>
<div style="text-align: center;">
“Peygamberimiz bir gece ayakları şişinceye kadar namaz kıldı. Kendisine:</div>
<div style="text-align: center;">
“Allah (cc)senin geçmişgelecek bütün «zelle» lerini affetmedi mi?" diye sorulunca:</div>
<div style="text-align: center;">
“Ben şükreden bir kul olmayayım mı?” diye cevap buyurdu.” (İmâm-ı Gazâlî)</div>
<div style="text-align: center;">
“Allah’ın (cc) rahmetiyle beraber olmak için kalk, namaz kıl”</div>
<div style="text-align: center;">
"Yâ Ebû Hureyre! Eğer hayatta iken, ölünce, mezarda ve yeniden dirilince Allah'ın (cc) rahmetinin seninle birlikte olmasını istiyorsan, geceleyin Allâh(cc)rızası için kalk, namaz kıl.</div>
<div style="text-align: center;">
Ya Ebû Hureyre! Evinin köşelerinde namaz kılarsan evinin aydınlığı gökte takım yıldızları gibi ve dünya halkı için de yıldız gibi olur.” (İmâm-ı Gazâlî)</div>
<div style="text-align: center;">
Peygamber Efendimiz (asm)geceleyin namaz kılanlar için rahmet dilemiştir</div>
<div style="text-align: center;">
Peygamberimiz (asm) buyuruyor: </div>
<div style="text-align: center;">
“Allah'ın (cc) rahmeti o erkeğin üzerine olsun ki, geceleyin namaz kılmaya kalkar ve sonra karısını kaldırır, o da namaz kılar, kadın kalkmak istemezse yüzüne su serper.” (İmâm-ı Gazâlî) </div>
<div style="text-align: center;">
Peygamber'imiz (asm) buyuruyor: </div>
<div style="text-align: center;">
“Eğer kişi geceleyin uyanıp karısını da uyandırarak birlikte iki rekât namaz kılarlarsa, Allah (cc) her ikisini de Allah'ı (cc) çok çok zikredenlerden yazar.” (İmâm-ı Gazâlî)</div>
<div style="text-align: center;">
Gece ibadet etmenin değeri Allah (cc) katında çok yüksektir</div>
<div style="text-align: center;">
Cebrail (as) Peygamberimize (asm):</div>
<div style="text-align: center;">
“İbni Ömer iyi adam! Bir de gece namaz kılsa” dedi.</div>
<div style="text-align: center;">
Peygamberimiz (asm)de bu durumu İbni Ömer'e bildirdi. İbni Ömer deo günden sonra devamlı olarak geceleyin namaz kılmaya başladı. </div>
<div style="text-align: center;">
Nâfi der ki: “İbni Ömer geceleyin namaz kılar ve Yâ Nâfi, sabaha vardık mı?" diye sorardı, kendisine:</div>
<div style="text-align: center;">
"Hayır" demem üzerine yine namaza durur ve yine:</div>
<div style="text-align: center;">
"Nâfi sabaha vardık mı?" diye sorardı. Kendisine:</div>
<div style="text-align: center;">
"Evet" diye cevap verince tanyeri ağarıncaya kadar oturur, Allah'a (cc) istiğfar ederdi. </div>
<div style="text-align: center;">
Hz. Ali (ra) buyurur ki: "Bir gece Hz. Yahya (as) arpa ekmeği yiyerek karnını doyurur ve uykuya dalarak zikrini ihmal eder, böylece sabah olur." </div>
<div style="text-align: center;">
Bunun üzerine Allah (cc) ona şöyle vahyeder:</div>
<div style="text-align: center;">
"Yâ Yahya! Benim yurdumdan daha hayırlı bir yurt mu ve bana yakın olmaktan sana daha faydalı bir çevre mi buldun? Ya Yahya! İzzet ve celâlim hakkı için eğer bir kereliğine cennet ile yüz yüze gelsen, kapılacağın iştiyak yüzünden yüreğinin yağı erir ve nefsin mahvolurdu. Eğer cehennemle bir defalığına karşılaşsan, yüreğinin yağı erir, gözyaşın yerine irin akar ve aba yerine deri giyerdin." (İmâm-ı Gazâlî)</div>
<div style="text-align: center;">
Teheccüt namazı kabir gecesinde ve berzah karanlığında ışık olur</div>
<div style="text-align: center;">
“Gece vakti ise, hem kışı, hem kabri, hem âlem-i berzahı (kabir âlemini) ifhâm ile (bildirmekle), ruh-i beşer (insan ruhu) Rahmet-i Rahmân’a (Allah’ın (cc)rahmetine) ne derece muhtaç olduğunu insana hatırlatır. Ve gecede teheccüt (gece namazı) ise, kabir gecesinde ve berzah karanlığında ne kadar lüzumlu bir ışık olduğunu bildirir, îkaz eder ve bütün bu inkılâbât (değişimler) içinde Cenâb-ı Mün‘im-i Hakikî’nin (hakikî ni‘met verici olan Allah’ın (cc) ) nihâyetsiz ni‘metlerini ihtâr ile (hatırlatmakla) ne derece hamd-ü senâya (övülmeye) müstehak olduğunu ilân eder.” (Sözler)</div>
<div style="text-align: center;">
Teheccüt namazı kabirde “arkadaş”tır</div>
<div style="text-align: center;">
Peygamberimiz (asm) Ebû Zerr'e (ra): </div>
<div style="text-align: center;">
“Bir yolculuğa çıkmak istersen onun için hazırlık yapar mısın?” diye sorar. Ebû Zerr:</div>
<div style="text-align: center;">
“Tabii. Yâ Resulallah” diye cevap verir. Peygamberimiz (asm): </div>
<div style="text-align: center;">
“Peki kıyamet günü yolculuğu nasıl olacak? Beni dinle: "O gün sana yarayacak olanı sana söyleyeyim mi?” diye buyurur. Ebu Zerr (ra):</div>
<div style="text-align: center;">
“Tabii, Yâ Resulallah! Anam ve babam yoluna feda olsun.” der. Bunun üzerine Peygamberimiz (asm)şöyle buyurur: </div>
<div style="text-align: center;">
“Yeniden dirilme günü için çok sıcak bir gün oruç tut. Kabir yalnızlığı için gece karanlığında iki rekât namaz kil. Kıyametin büyük olayları için bir kere Hacc et ve muhtaca bir sadaka ver ya haklı yere bir söz söyle, yâhud kötü bir söz söylemekten dilini alıkoy.” (İmâm-ı Gazâlî)</div>
<div style="text-align: center;">
Teheccütnamazı Allah’a (cc) yakınlaştırır, kötülüklere kefaret olur</div>
<div style="text-align: center;">
Hz. Bilâl (ra) anlatıyor; Resûlullah (asm) buyurdular ki: </div>
<div style="text-align: center;">
"Size geceleyin kalkmayı tavsiye ederim. Çünkü o, sizden önce yaşayan salihlerin âdetidir; Rabbinize yakınlık (vesilesi)dir; günahlardan koruyucudur; kötülüklere kefarettir, bedenden hastalığı kovucudur." (Tirmizî)</div>
<div style="text-align: center;">
Teheccüt namazı kötülüklerden alıkoyar </div>
<div style="text-align: center;">
Peygamberimize (asm):</div>
<div style="text-align: center;">
“Falan adam geceleyin namaz kılıyor, gündüz olunca da hırsızlık yapıyor.” dediler. Peygamberimiz (asm)de: </div>
<div style="text-align: center;">
“İşlediği amel onu yaptığı kötülüklerden yakında alıkoyacaktır.” diye cevap verdi. (İmâm-ı Gazâlî) </div>
<div style="text-align: center;">
Teheccüt namazına kalkan insan, gönlü rahat olarak sabahlar</div>
<div style="text-align: center;">
Ebû Hureyre'den (ra); Resulullah’'ın (asm) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: </div>
<div style="text-align: center;">
"Sizden biriniz uyuduğu vakit şeytan, onun ense köküne üç düğüm vurur; her düğümün bulunduğu yere; "Haydi uyu, gecen uzun ola!" (diyerek) vurur. Eğer o kimse uykudan uyandığı vakit Allah'ı (cc)zikrederse bir düğüm çözülür. Abdest alırsa bir düğüm daha çözülür. Namaz kılacak olursa bir düğüm daha çözülür ve gönlü rahat olarak sabahlar. Yoksa pis ve tenbel olarak sabahlar." (Ebu Dâvud)</div>
<div style="text-align: center;">
Gece namaz kılarken uyku galebe çalsa sevabı yazılır ve uykusu sadaka hükmüne geçer</div>
<div style="text-align: center;">
Peygamberin (asm) eşi Âişe (ra) haber verdi ki: Resulullah (asm) şöyle buyurmuştur:</div>
<div style="text-align: center;">
"Geceleyin bir namazı olup da kendisine uyku galebe çalan hiç bir kimse yoktur ki, o kimseye o namazın ecri yazılmasın ve uykusu da kendisine sadaka olmasın." (Ebu Dâvud)</div>
<div style="text-align: center;">
Teheccüt (gece) namazına kalkmanın faydaları:</div>
<div style="text-align: center;">
• Allah'a yaklaştırır. O'nun rahmetini celbe vesîle olur.</div>
<div style="text-align: center;">
• Günahlardan uzaklaştırır yani günah işletmez. Cenâb-ı Hakk "Namazın kötü ve çirkin işlerden koruyacağı" (Ankebut, 45); "İyi amellerin kötü amelleri gidereceği" (Hud, 114) vâd etmektedir.</div>
<div style="text-align: center;">
• Günahlara kefaret ve örtü olur.</div>
<div style="text-align: center;">
• Bedenden hastalıkları çıkarır, sıhhate vesile olur. (Kütüb-i Sitte) </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/15007382329006854675noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4081281381689413260.post-73262234374617120342013-12-10T09:21:00.002-08:002013-12-10T09:21:48.364-08:00Nikahın Farz Oluşu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-LYhEC3PMyW0/UqdNNVlo2II/AAAAAAAAAUU/HOiGjLInCjY/s1600/nik.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="265" src="http://2.bp.blogspot.com/-LYhEC3PMyW0/UqdNNVlo2II/AAAAAAAAAUU/HOiGjLInCjY/s400/nik.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
Nikahın Farz Oluşu</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(1) Gücü Yeten Herkesin Evlenmesi Vaciptir</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(1) Abdullah ibni Mesud (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
“Bizler Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in beraberinde evlenmek için hiçbir şeyi olmayan gençler idik.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
‘Ey gençler topluluğu! Sizden evlenmeye gücü yeten evlensin! Çünkü evlenmek gözü haramdan en iyi saklar ve ferci de en iyi korur. Evlenmeye gücü yetmeyen de oruç tutsun! Çünkü oruç onun için bir kalkandır!’ buyurdu.”</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Buhari 5162, Müslim 1401/1, Nesei 2238, Tirmizi 1081, Darimi 2/132, İbnu’l-Carud 672, Abdurrezzak 10380, Beyhaki 7/77, Ahmed 1/424, 432, Albani İrva 1781</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(2) Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
“Üç kişi Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in eşlerinin evlerine geldiler ve Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in ibadetlerinden soruyorlardı. Kendilerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in ibadeti haber verilince, sanki onlar o ibadetleri az addediyormuş gibi yapıp:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Biz nerede, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) nerede? Şüphesiz Allah onun geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlamıştır dediler.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Onlardan biri:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Bana gelince, ben geceleri daima namaz kılacağım! dedi.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Diğeri ise:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Ben her zaman oruç tutacağım ve hiç orucumu açmayacağım! dedi.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Başka birisi de:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Ben de kadınlardan ayrı yaşayacağım ve hiç evlenmeyeceğim! dedi.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) geldi ve:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−‘Sizler şöyle şöyle söyleyen kimselersiniz! Dikkat edin! Allah’a yemin ederim ki, şüphesiz ben sizin Allah’tan en çok korkanınız ve en muttakinizim. Buna rağmen bazen oruç tutarım bazen oruçsuz olurum. Gecenin bir kısmında namaz kılarım bir kısmında uyurum ve kadınlarla da evlenirim. Bu benim sünnetimdir! Herkim benim sünnetimden yüz çevirirse o kimse benden değildir!’ buyurdu.”</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Buhari 5158, Müslim 1401, Nesei 3217, İbni Hibban 14, Beyhaki 7/77, Begavi 96</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(2) Nikahın Fazileti</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(3) Abdullah ibni Mesud (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
“Bizler Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in beraberinde evlenmek için hiçbir şeyi olmayan gençler idik. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
‘Ey gençler topluluğu! Sizden evlenmeye gücü yeten evlensin! Çünkü evlenmek gözü haramdan en iyi saklar ve ferci de en iyi korur. Evlenmeye gücü yetmeyen de oruç tutsun! Çünkü oruç onun için bir kalkandır!’ buyurdu.”</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Buhari 5162, Müslim 1401/1, Nesei 2238, Tirmizi 1081, Darimi 2/132, İbnu’l-Carud 672, Abdurrezzak 10380, Beyhaki 7/77, Ahmed 1/424, 432, Albani İrva 1781</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(4) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
‘Üç kişi var ki, onlara yardım etmek Allah’ın kendi üzerine aldığı bir haktır:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
1) Allah yolunda cihad eden mücahid,</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
2) İffetli olmak isteğiyle evlenen kimse ve</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
3) Kendi bedelini ödemek isteğiyle mükatebe yazışma yapan köledir’ buyurdu.”</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
İbni Hibban 4030, Nesei 3120, 3218, Tirmizi 1655, İbni Mace 2518, Begavi 2239, Ahmed 2/151, 437</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(3) Nikaha Teşvik</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(5) Said bin Cübeyr (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
“Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) bana:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Evlendin mi? dedi.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Ben:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Hayır, evlenmedim! dedim.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma):</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Evlen! Çünkü bu ümmetin en hayırlısı, kadınları çok olandır, dedi.”</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Buhari 5163, 5164</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(6) Ma’kıl bin Yesar (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
“...Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
‘Sizler kocalarına sevgi besleyen ve çocuk doğuran kadınlarla evlenin! Çünkü ben geçmiş ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla övünürüm’ buyurdu.”</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Ebu Davud 2050, Nesei 3227, İbni Hibban Mevarid 1229, Hâkim 2/162, Begavi Mesabih 2296</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(4) Birden Çok Kadınla Evlenmek</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(7) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
“Yetimler hakkında adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız, size helal olan kadınlardan ikişer, üçer, dörder tane nikahlayın. O kadınlar arasında adaleti yapamayacağınızdan korkarsanız bir tane alın yahut ellerinizin altında bulunan cariyelerle iktifa edin! Zulüm etmemeniz için bu daha uygundur.”</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Nisa 3</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(8) Kays bin el-Haris (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
“Nikahım altında sekiz tane kadın olduğu halde İslam’a girip Müslüman oldum. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e geldim ve bu durumu Ona zikrettim.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−‘Onlardan dört tanesini seç ve diğerlerini boşa!’ buyurdu.”</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Ebu Davud 2241, İbni Mace 1952, Beyhaki 7/183, Albani İrva 1855</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(9) Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
“Gaylân bin Selleme es-Sekafî İslam’a girip Müslüman olduğunda cahiliye zamanından nikahı altında on tane kadın vardı.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
‘Onlardan dört tanesini seçip nikahında tut, diğerlerinden ayrıl!’ diye emretti.”</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Tirmizi 1137, İbni Mace 1953, Hâkim 2780, Beyhaki 14041, Ahmed 5026, Albani İrva 1883</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(5) Tebettülün Yasaklanması!</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(10) Sa’d bin Ebi Vakkas (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Osman bin Mez’ûn (Radiyallahu Anh)’ın tebettül isteğini reddetti. Şayet ona bu hususta izin verseydi, biz elbette ileri gider hadımlaşırdık.”</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Tebettül: Evlenmeyi terk etmek demektir.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Buhari 5167, Müslim 1402/6, Nesei 3212, Tirmizi 1083, İbni Mace 1848</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(6) Din ve Ahlakı Güzel Kimseleri Evlendirmemek, Yeryüzünde Fesat Çıkarmaktır!</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(11) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
‘Dinini ve ahlakını beğendiğiniz bir kimse sizden bir kadına talip olursa, onu evlendirin! Yoksa yeryüzünde fitneler ve çok büyük fesat olacaktır!’ buyurdu.”</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Tirmizi 1084, İbni Mace 1967, Hâkim 2/164, Beyhaki 7/82, Albani İrva 1868</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(7) Saliha Kadınla Evlenen Dininin Yarısını Tamamlamıştır!</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(12) Enes (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
‘Allah, her hangi bir kimseye saliha bir eş takdir ederek rızıklandırmış ise, şüphesiz ki dininin yarısını yaşamak üzere o kimseye yardım etmiştir. O kişi, dininin diğer yarısı hususunda Allah’tan korksun ve takvaya sarılsın!’ buyurdu.”</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Tabarani Mucemu’l-Evsad 976, Hâkim 2/161, Albani Sahiha 625</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(8) Kadın Dört Şey İçin Nikahlanır</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(13) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
‘Kadın dört şeyden dolayı nikahlanır:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
1) Malı için,</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
2) Soyu için,</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
3) Güzelliği için ve</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
4) Dini için. Sen dindar olanı ele geçirmeye bak, teribet yedâk’ buyurdu.”</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Teribet yedâk: Arapların manasını kast etmedikleri ve teşvik sadedinde kullandıkları bir ifadedir. Anlamı ise elin fakir olsun demektir. Yani hadiste kasdedilen şudur:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
“Dindar olan bir kadınla evlen, elin fakirlik görmez.”</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Buhari 5183, Müslim 1466/53, Ebu Davud 2047, Nesei 3230, Darimi 2/133, 134, İbni Mace 1858, İbni Hibban 4036, Beyhaki 7/79, Begavi 2240, Ahmed 2/428</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(9) Eşler Arasında Küfüv (Denklik) Din Hususundadır!</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(14) Fatıma binti Kays (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
“Fatıma’yı kendini kast ediyor kocası üç talak ile boşadı. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona bir sükna ve nafaka tayin etmedi.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−‘İddetini bitirdiğinde bana bildir!’ buyurdu.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Ben de iddetin bittiğini kendisine haber verdim. Fatıma’ya, Muaviye, Ebu Cehm ve Usame bin Zeyd evlenme talebinde bulundular.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Muaviye hiç malı olmayan bir adamdır! Ebu Cehm ise kadınları çok döven bir adamdır! Fakat Usame bin Zeyd’le evlen!’ buyurdu.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Fatıma eliyle şöyle şöyle işaret ederek:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Usame! Usame! dedi.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Fatıma’ya:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−‘Allah’a itaat etmek, Rasulüne itaat etmek senin için daha hayırlıdır!’ buyurdu.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Bunun üzerine ben Usame ile evlendim ve bu evliliğimden gıbta edip çok memnun oldum dedi.”</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Sükna: İçerisinde barınılacak ev vb. yerdir.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Müslim 1480/47</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(15) Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
“Osman bin Mez’un vefat etti ve Hakîm’in kızı Havle’den olma bir kız bıraktı. Osman bin Mez’un ölürken kızını kardeşi Kuddame bin Mez’un’a emanet edip vasiyet etmişti. Bu ikisi yani Osman bin Mez’un ve Kuddame bin Mez’un benim dayım olmaktadır.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Osman bin Mez’un’un kızını amcası Kuddame bin Mez’un’dan bana nikahlaması için talep ettim. O da kızın benimle evlenmesine razı oldu. Sonra Mugire bin Şube araya girdi; yani annesinin yanına girdi ve onu malla kızı kendisine nikahlaması için rağbetlendirdi de kadın Mugire’ye razı oldu.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Kız da annesinin hevasına uyup razı oldu. Kuddame bin Mez’un ve Mugire bin Şube anlaşmazlığa düştüler de bu anlaşmazlıkları Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e arz edildi.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Bunun üzerine Kuddame bin Mez’un:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Ya Rasulallah! Bu kız benim kardeşimin kızıdır; kardeşim onu bana vasiyet etti. Ben de onu halasının oğlu Abdullah ibni Ömer ile evlendirmek istedim. Bu kız hakkında ne salah ne de denklik yönünden taksirat yapmadım. Ancak o aklını kullanamayan bir kadındır, annesinin hevasına tabi oldu dedi.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−‘O kız yetimdir, izni olmadan nikahlanamaz!’ buyurdu.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Vallahi, kıza sahip olduktan sonra onu benden çekip aldılar ve Mugire bin Şube ile evlendirdiler.”</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Ahmed 2/130, Darekutni 3/230, Hâkim 2703, Beyhaki 7/120, Albani İrva 1835</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(10) Muhatabeye Bakmanın Caizliği</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(16) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
“Ben, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanında idim. Ona bir adam geldi ve:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Ensardan bir kadınla evlendim diye Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e haber verdi.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−‘O kadına baktın mı?’ buyurdu.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
O kimse:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Hayır, bakmadım! dedi.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−‘O halde git ona bak! Çünkü Ensar’ın gözlerinde bir şey vardır’ buyurdu.”</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Müslim 1424/74, Humeydi 1172, Nesei 3246, İbni Hibban 4041, Said bin Mensur 523, Darekutni 3/253, Beyhaki 7/84, Ahmed 2/299</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(17) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e bir adam geldi ve:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Ensar’dan bir kadınla evlendim dedi.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−‘O kadına baktın mı? Çünkü Ensar’ın gözlerinde bir şey vardır’ buyurdu.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
O kimse:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Evet, baktım dedi.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−‘O kadınla ne kadar mehir üzere evlendin?’ buyurdu.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
O kimse:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Dört ûkiyye gümüş üzerine evlendim dedi.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) o kimseye:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−‘Dört ûkiyye gümüş üzerine mi?’ Sanki gümüşü şu dağın yamacından yontup çıkarıyorsunuz! Yanımızda şimdi sana verecek bir şeyimiz yoktur! Ancak seni bir seriyye içinde yollarız da oradan bir şeylere nail olursun’ buyurdu.”</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Ravi:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Abs oğulları cihetine bir seriyye gönderdi ve bu kimseyi de o seriyye içinde gönderdi dedi.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Müslim 1424/75, İbni Hibban 4094, Hâkim 2/177, Beyhaki 7/235</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(18) Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
‘Her hangi biriniz bir kadına evlenmek için talip olduğu zaman eğer kadını nikah etmeyi celb edici yerlerine bakabilirse ona baksın’ buyurdu.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Ben bir kıza talip oldum, onu görmek için saklandım da onun beni evlenmeye davet eden yerine baktım ve onunla evlendim.”</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Ebu Davud 2082, Albani İrva 1791, 1792, Albani Sahiha 95, 98</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(11) Nikahta Tarafların Ayıbını Söylemenin Caizliği</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(19) Fatıma binti Kays (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
“Ebu Amr bin Hafs Fatıma’yı kesin olarak boşadı. Ebu Amr ortada yokken, bulunduğu yerden kendi vekili ile nafaka olmak üzere biraz arpa gönderdi.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Fatıma (Radiyallahu Anha) vekile kızdı.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Vekil de:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Vallahi, senin bizim üzerimizde hiçbir hakkın yoktur! dedi.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Bunun üzerine Fatıma (Radiyallahu Anha), Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e geldi ve olayı kendisine söyledi.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−‘Senin Ebu Amr üzerinde hiçbir hakkın yoktur!’ buyurdu ve ona Ümmü Şüreyk’in evinde vacip olan iddetini beklemesini emretti.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Sonra da:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−‘Bu Ümmü Şüreyk ashabımın sıkça uğradıkları bir kadındır, dolayısıyla sen iddetini İbni Ümmü Mektum’un yanında geçir. Çünkü o kör bir kimsedir. Orada dış elbiseni de çıkarabilirsin. İddetin bittiği zaman bana haber ver’ buyurdu.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Fatıma (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Ben iddetimi tamamlayınca, Muaviye bin Ebi Sufyan ile Ebu Cehm’in benimle evlenmek istediklerini Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e söyledim.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−‘Ebu Cehm’e gelince, o omzundan değneği indirmeyen bir adamdır. Muaviye ise, son derece fakirdir ve hiçbir malı yoktur. Sen Usame bin Zeyd ile evlen!’ buyurdu.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Ben ondan hoşlanmadım. Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yine:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−‘Usame ile evlen!’ buyurdu.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Bunun üzerine ben onunla evlendim. Allah bu evlilikte birçok hayır halk etti ve bu evliliğime gıpta edip çok memnun oldum.”</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Müslim 1480/36, Ebu Avane 4139, Malik 2/580/67, Ebu Davud 2284, Nesei 3245, Tirmizi 1135, İbni Hibban 4252, 4254 Abdurrezzak 12022, Ahmed 6/412, Albani İrva 1804</div>
<div style="text-align: center;">
<a href="" name="0" style="color: #333333; font-family: 'Trebuchet MS', Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 13px; text-align: start;"></a></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/15007382329006854675noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4081281381689413260.post-40381626298283156332013-12-08T13:09:00.003-08:002013-12-08T13:09:19.863-08:00 Nimetlerin Farkına Varmak<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-2b4A2O4SvmE/UqTfBxEhU8I/AAAAAAAAATo/o5HEihfP7oQ/s1600/elma.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="266" src="http://3.bp.blogspot.com/-2b4A2O4SvmE/UqTfBxEhU8I/AAAAAAAAATo/o5HEihfP7oQ/s400/elma.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Nimetlerin Farkına Varmak</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
İsa aleyhisselam bir ağacın altında dua eden birini gördü. Dikkatlice baktığında adamın ayakları yürümeyen bir kötürüm olduğunu anladı. İki gözü de görmüyordu. Vücudunda ise bars hastalığı olduğu anlaşılıyordu. </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Ama adam bütün bunlara rağmen ellerini kaldırmış şöyle dua ediyordu: </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
– Ey nice zenginlere vermediği nimeti bana ikram eden Rabbim! Sana ağaçların yaprakları sayısınca şükürler olsun!. </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Hazret–i İsa kötürüm adama yaklaştı: </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
– Ayağın yürümüyor, gözün görmüyor. Bedenin de sıhhatli görünmüyor. Buna rağmen çoğu zenginlere verilmeyen nimetlerin sana verildiğini düşünmekte, bunun için de büyük bir mutlulukla şükretmektesin. Hangi nimettir nice zenginlere verilmediği halde sana verilen? Kapalı gözleriyle sesin geldiği yana yönelerek dedi ki: </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
– Efendi! Allah bana öyle bir kalp vermiş ki, o kalple O’nu tanıyorum. Öyle de bir dil vermiş ki, o dille de O’na şükrediyorum. Halbuki, dünyanın serveti elinde olan nice zenginler var ki, kalbinde O’nu tanıma sevinci, dilinde de O’na şükretme mutluluğu yoktur. Ama gel gör ki, ayakları topal, gözleri kör, bedeninde hastalıklar bulunan bu kötürüm adama Rabbim, bu sevgiyi ihsan eylemiş, bu nimetin farkına varma tefekkürünü lütfeylemiş. İşte bunu düşününce kendimi tutamıyor da: </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
– Nice zenginlere vermediği nimeti bana veren Rabbime ağaçların yaprakları sayısınca şükürler olsun!. diye sevinç duaları etmekten kendimi alamıyorum. </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Kafa gözü kapalı da olsa kalp gözü açık olan bu kötürüm adama yaklaşan İsa aleyhisselam: </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
– Ver şu elini öyle ise! diyerek adamın elinden tutar, eğilerek görmeyen gözlerinden öper. </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Peygamberin dudaklarının değdiği gözler anında açılır. Karşısındakinin İsa aleyhisselam olduğunu görünce heyecanlanan adam: </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
– Sen şu ölüleri dirilten, hastalara şifalar bahşeden mucizelerin sahibi peygamber değil misin? der. </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
– Belli olmuyor mu? deyince: </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
– Gözlerimden belli oluyor da ayaklarımdan henüz belli değil, der. Tebessüm eden Hz. İsa: </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
– Sen hele bir ayağa kalkmayı dene! deyince, silkinen kötürüm adam dimdik ayağa kalkar. Ayakları üzerine dikilebildiğini anlayınca söylediği ilk sözü şu olur: </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
– Ey Allah’ın Nebisi, sendeki bu mucizeler de O’ndan değil mi? Öyle ise izin ver de geç kalmayayım, O’na bir şükredeyim, diyerek hemen yere iner başını secdeye koyarak der ki: </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
– Rabbim! Seni tanıyan bir kalple, şükreden bir dil nimetinin şükrünü yapmaktan acizken, şimdi gören bir çift gözle, yürüyen iki de ayak da lütfettin. Artık bilemiyorum nasıl ödeyeceğim bu nimetlerin karşılığını?. </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Bu sırada çevreden toplanan halk, gösterdiği bu mucizelerden dolayı İsa aleyhisselamın elini öpmek isterler. Ama Allah’ın Nebisi işaret eder: </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
– Benim değil şu secdedeki kötürüm adamın elini öpün!.. </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Derler ki: </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
– Onu secdeye indiren nimetlere biz baştan beri sahibiz. Ama hiç böyle mutluluk duymadık. </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
– Öyle ise der, tefekkür edin, siz de düşünün. Düşünen insan sahip olduğu nimetin farkına varır. Düşünmeyen ise mahrumiyet duygusunda kalır.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-YISDGXocZf4/UqTf26BAuKI/AAAAAAAAATw/VmqElEMrHsM/s1600/1011046_471547136254204_263938853_n%5B1%5D.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="" border="0" height="283" src="http://2.bp.blogspot.com/-YISDGXocZf4/UqTf26BAuKI/AAAAAAAAATw/VmqElEMrHsM/s400/1011046_471547136254204_263938853_n%5B1%5D.jpg" title="" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/15007382329006854675noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4081281381689413260.post-64315540405577807762013-12-07T05:18:00.001-08:002013-12-07T05:18:13.081-08:00Safer ayı bela ayı mıdır?<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-YCja-EhOdho/UqMfoug8xxI/AAAAAAAAATQ/xy5JCs9DKVM/s1600/1471369_10152650804239119_2084750689_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://3.bp.blogspot.com/-YCja-EhOdho/UqMfoug8xxI/AAAAAAAAATQ/xy5JCs9DKVM/s320/1471369_10152650804239119_2084750689_n.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Safer ayı bela ayı mıdır?</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Safer ayında çok bela ve musibetlerin geldiği, uğursuz bir ay olduğu söyleniyor. Doğru mudur? </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Peygamber efendimiz buyurdu ki: (Bir şeyi uğursuzluğa yorma, hayra yor! Sizden biriniz, hoşuna gitmeyen uğursuzluk zannettiği bir şey görünce, şöyle desin: "Ya Rabbi! İyilikleri veren, kötülükleri defeden ancak sensin. Lâ havle velâ kuvvete illâ bike.")</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Safer; cahiliyye devri arablarının inandığı bir uğursuzluk çeşidiydi. Hatta bu ayda kıyılan nikâhların kısa süreceği, bu ayda yapılan faaliyetlerin sonuçsuz kalacağı, bu ayda başlanılan işlerin uğursuzlukla biteceği tarzındaki inançları da mevcuttu. Araplar zannederlerdi ki “karınlarında safer denen bir yılan var, acıkınca insanı sokar ve ezaya sebep olur.” Bunun insan veya hayvan karnında bulunup sirayet ettiğine inanılan bir hastalık olduğu; bununla bizzat safer ayının kastedildiği; safere girilince uğursuzluğa uğranılacağına inanıldığı vs. de söylenmiştir. (Kütüb-i Sitte) </div>
<div style="text-align: center;">
Hâlbuki bütün günler ve aylar Allahü Teala’ya ait zaman dilimleri olduklarından kendi başlarına fayda ve zarar verebilecek şeyler değillerdir. Bunlarda olacak musibetler gün veya aydan dolayı değil de, Allahü Teala’nın takdiriyle olduğu bilinmelidir. Gerçi Allahü Teala insanı her an imtihan etmektedir. Öyle ise bize düşen vazife her halükarda sabredip başa gelecek olanbela ve musibetin imtihan için geldiğini ve Allah’a tevekkül etmek gerektiğini unutmamaktır. </div>
<div style="text-align: center;">
Ebû Hureyre (ra)den rivayetle; </div>
<div style="text-align: center;">
“Hastalığın, sahibinden bir başkasına kendi kendine sirâyeti yoktur, eşyâda uğursuzluk yoktur. Baykuş ötmesinin te’sîri ve kötülüğü de yoktur. Safer ayında uğursuzluk yoktur. Bunlar Cahiliyet hurâfeleridir. Fakat ey mü’min! Sen cüzzâmlıdan, arslandan kaçar gibi kaç!” buyurarak bu inancı reddetmiştir.. (Buhari) </div>
<div style="text-align: center;">
Ayrıca cahiliye devrinde, safer ayında umre yapmak büyük günahlardan sayılıyordu. Resûlullah (asm) ise “Umre her zaman helâldir!” (Buhari) buyurarak bu aydaki uğursuzluk inancını kırmıştı. </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-BigfyaY3WeA/UqMgBeE-ZFI/AAAAAAAAATY/TRbzmrhsfhk/s1600/safer_ayi_ne_zaman_baslar_safer_ayi_ugursuzluk_ayi_midir_h60417.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="http://1.bp.blogspot.com/-BigfyaY3WeA/UqMgBeE-ZFI/AAAAAAAAATY/TRbzmrhsfhk/s320/safer_ayi_ne_zaman_baslar_safer_ayi_ugursuzluk_ayi_midir_h60417.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/15007382329006854675noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4081281381689413260.post-10840728902741562192013-12-07T04:18:00.002-08:002013-12-07T04:18:29.145-08:00Abdestli durmanın fazileti<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-QpRG3xVQspY/UqMR-LQ33WI/AAAAAAAAATA/6elMRM_MIXA/s1600/abdest+(1).jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="221" src="http://1.bp.blogspot.com/-QpRG3xVQspY/UqMR-LQ33WI/AAAAAAAAATA/6elMRM_MIXA/s400/abdest+(1).jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Abdestli durmanın fazileti</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Abdestli durmanın fazileti nedir?</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Abdestli bulunmanın fazileti çoktur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(Abdestli bulunan oruç tutan gibidir.) [Deylemi]</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(Güzelce alınan abdest, imanın yarısıdır.) [İbni Hibban]</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(Abdest alanın, ağaçtan yaprakların döküldüğü gibi günahları dökülür.) [Taberani]</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(Can alıcı melek gelince, abdestli olan, şehidlik mertebesine kavuşur.) [Taberani]</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(Bir mümin, abdest için yüzünü yıkayınca, gözü ile işlediği günahların hepsi su ile birlikte dökülür. Ellerini yıkayınca, elleriyle işlediği günahlar, suyun son damlası ile dökülür. Ayaklarını yıkayınca, ayakları ile işlediği günahlar, su ile dökülür. Böylece bütün [küçük] günahlardan temizlenmiş olur.) [Müslim]</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(Abdest için yüzünü yıkayınca günahların kirpiklerinden dökülür. Ellerini yıkayınca el tırnaklarından, başını mesh edince başından, ayaklarını yıkayınca ayak tırnaklarından günahların dökülür. Namazın sevabı yanına kalır.) [Ramuz]</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Abdest alanın bütün küçük günahları affolur. Büyük günahları, insan ve hayvan hakları kendisine veya vârislerine ödenmedikçe günahları affedilmez. Nafile ibadetin sevabına kavuşabilmek için imanda ve farzlarda kusurlu olmamak, haramlardan kaçıp günahlara tevbe etmek ve o işi ibadet olarak yapmaya niyet etmek şarttır. (İ. Ahlakı)</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Namaz kıldıktan sonra tekrar abdest almak sevabdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(Abdestli iken abdest alana on sevab verilir.) [İbni Mace]</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(Abdest üzerine abdest, nur üzerine nurdur.) [İ. Gazali]</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(Meşakkat olmasaydı, her namaz için abdest almayı emrederdim.) [İ. Gazali]</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(Abdestini tazeleyenin imanı tazelenmiş [parlamış] olur.) [İ. Gazali]</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(Allahü teâlâ buyurdu ki: Abdesti bozulunca abdest almayan bana cefa etmiş olur. Abdest alıp da, iki rekât namaz kılmayan da bana cefa etmiş olur. İki rekât namaz kılıp da benden bir ihtiyacını istemezse yine bana cefa etmiş olur. Abdest alıp, iki rekât namaz kıldıktan sonra dua edenin duasını kabul etmezsem ben de ona cefa etmiş olurum. Halbuki ben cefa etmem.) [Şir’a]</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(Abdest alınan suyun artanından içmek 70 türlü derde devadır. Bunun en aşağısı hem [sıkıntı, keder]dir.) [Deylemi]</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(Abdestten sonra Kadir suresini okuyanın elli yıllık günahı affolur.) [Halebi]</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(Abdestten sonra Kadir suresini okuyan sıddıklardan, 2 defa okuyan şehidlerden yazılır. 3 defa okuyan, Peygamberlerle haşrolur.) [Deylemi]</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(Abdest alıp, iki rekât namaz kılan, Cennete girmeye layık olur.) [Halebi]</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(Abdest alıp, 2 rekât namaz kılanın günahları affolur.) [Buhari]</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(Güzelce abdest alanın, iki namaz [kılacağı namaz ile gelecek namaz vakti] arasındaki günahlarının hepsi affolur.) [Buhari]</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(Abdestten sonra, on defa salevat-ı şerife getirenin gamı gider, duası kabul olur.) [Ey Oğul İlmihali]</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(Ancak [kâmil] mümin, devamlı abdestli durabilir.) [İbni Mace]</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Abdestli olmaya devam edene, Allahü teâlâ şunları ihsan eder: </div>
<div style="text-align: center;">
1- Melekler onun yanından ayrılmaz. </div>
<div style="text-align: center;">
2- Devamlı sevab yazarlar. </div>
<div style="text-align: center;">
3- Bütün azaları tesbih eder. </div>
<div style="text-align: center;">
4- Uyuyunca melekler, insan ve cin şerrinden korur. </div>
<div style="text-align: center;">
5- Sekerat-ı mevti kolaylaşır. </div>
<div style="text-align: center;">
6- Abdestli iken Allahü teâlânın emanında olur. </div>
<div style="text-align: center;">
7- İftitah tekbirini kaçırmaz. </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Allahü teâlâ, Hazret-i Musa’ya buyurdu ki: </div>
<div style="text-align: center;">
(Ya Musa, sana bir musibet gelince abdestsiz isen, kusuru kendinde bul!) [Şir’a]</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Evliya-i kiram, her zaman abdestli durabilmek için, az yiyip az içerlerdi. İmam-ı Malik hazretleri, üç günde bir yemek yerdi. Sebebi sorulunca, (Allahü teâlânın huzurunda sık sık helaya gidip gelmekten utanıyorum) buyurdu. (Envar-ül-Kudsiyye)</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Yatağa abdestli girmenin fazileti de büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(Kim, yatağa abdestli yatarsa, o gece bir melek sabaha kadar "Ya Rabbi bu kulunu affet!" diye dua eder.) [Hâkim]</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(Abdestli yatıp Allahü teâlâyı anarak uyuyan, uyanana kadar namazda sayılır. Bir melek onun için ibadet eder. Uyandığı zaman yine Allahü teâlâyı anarsa, o melek, bu kulun affı için Allah’a dua eder.) [İbni Hibban]</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(Abdestli yatan, gece ibadet eden, gündüz oruç tutan gibidir.) [Deylemi]</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
(Abdestli yatan, gece vefat ederse şehid olur.) [İbni Sünni]</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Abdestsiz durmak günah mı?</div>
<div style="text-align: center;">
Sual: Bir hadiste, abdesti bozulunca abdest almayanın ve abdest alıp da namaz kılmayanın Allahü teâlâya cefa etmiş olacağı bildiriliyor. Her zaman abdestli mi durmak, abdest alınca da illa namaz kılmak mı gerekiyor?</div>
<div style="text-align: center;">
CEVAP</div>
<div style="text-align: center;">
Biz, hadis-i şeriflerden hüküm çıkaramayız. Mezhebimizin hükmüne bakarız. Abdestsiz gezmek ve abdest alınca bir namaz kılmamak günah değildir.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Abdesti bozulunca tekrar abdest almak ve mekruh vakit değilse, o abdestle iki rekât Sübha yani abdeste şükür namazı kılmak müstehabdır.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/15007382329006854675noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4081281381689413260.post-51083417001764160442013-12-04T04:51:00.004-08:002013-12-04T04:51:32.461-08:00İbretlik Bir Hadise…<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-ZVqAFp28lAU/Up8lAtRFn4I/AAAAAAAAASw/WhH5FhenNYA/s1600/BAR.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="266" src="http://3.bp.blogspot.com/-ZVqAFp28lAU/Up8lAtRFn4I/AAAAAAAAASw/WhH5FhenNYA/s400/BAR.jpg" width="400" /></a></div>
<h1 class="entry-title" style="background-color: white; border: 0px; clear: none; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif; font-size: large;"><span style="line-height: 26px;"><br /></span></span></h1>
<h1 class="entry-title" style="background-color: white; border: 0px; clear: none; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<span style="font-family: Georgia, Times New Roman, serif; font-size: large;"><span style="line-height: 26px;">İbretlik Bir Hadise…</span></span></h1>
<div>
<br /></div>
<div id="id_5075394de1edc0a22654670" style="background-color: white; border: 0px; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Delinin biri camiye girer, belli ki namaz kılacak. Ama oturmaz, meraklı ve şaşkın gözlerle etrafı süzer-dolanır.Bir oraya, bir buraya her köşeye dikkatlice bakar ve hızla çıkar gider..</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Az sonra sırtında bağlanmış odunlarla tekrar gelir camiye ve tam namaza başlamak üzere olan cemaatle birlikte saf tutar.. Ama sırtındaki odunlarla güç bela bitirir namazını.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Eğilip kalktıkça yere düşen odunlar, çıkardığı ses vs. derken, tabii cemaat de rahatsız olmuştur bu durumdan.. Nihayet biter namaz, bitmesine ama her kafadan bir ses çıkar..</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Herkes kıpırdanmaya, adama söylenmeye başlamıştır bile.. İmama kadar ulaşır sesler, hafiften tartışmalar…</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
İmam aynı mahalleden, bilir az çok garibin halini, şefkatle yaklaşır meczubun yanına ve der ki:</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
“Oğlum böyle namaz mı olur, sırtında odunlarla, sen ne yaptın? Hem kendini hem de çevreni rahatsız ettin bak, bir daha namaz kılmaya yüksüz gel olur mu?”</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Bunu duyan meczub melül-mahzun, ama manalı bir bakışla sorar “Âdetiniz böyle değil mi?” “Ne âdeti?!” der Hoca..</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Cemaat da toplanmış, merak ve şaşkınlıkla olayı izlemektedir o sıra..</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Der ki meczub bu kez:</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
“Hocam ben namaz kılmak için girdim camiye, şöyle kendime uygun bir yer ararken içeridekilere baktım, gördüm ki herkesin sırtında bir şeyler var. Zannettim ki adet böyledir, ben de şu odunları yüklendim geldim işte, neden kızıyorsun?</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Kızacaksan herkese kız, tek bana değil! Hoca şaşırır: “Benim sırtımda da mı var?” der.. “Evet” der meczub, “Hepinizin sırtı yüklü!”..</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Cemaatte ise hafiften “deli işte!” manasına,bıyık altından gülüşmeler başlamıştır..</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Meczub bu kez öne atılır ve tek tek cemaati işaret ederek, saf bir çocukça, heyecanla bağırır:</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
“Bak bunun sırtında mavi gözlü bir çocuk, bunda kocaman bir elma ağacı vardı.. Bunda kırık bir kapı, bunda bir tencere yemek, bunda kızarmış tavuk, şunun sırtında yeşil gözlü esmer bir hatun, bununkinde de yaşlı annesi vardı!..” Sonra iki elini yanlarına salar başını sallar ve umutsuzca; “ Boş yok, boş yok hiç!..diye tekrarlar. O böyle söyleyince, herkes dehşet içinde şaşkınlıkla birbirinin yüzüne bakar! Aynen doğrudur dedikleri çünkü;</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Kimi doğacak çocuğunu düşünüyordur namazda, kimi bahçesindeki meyve ağaçlarını, biri onaracağı kapıyı, diğeri lokantasında pişireceği yemeği.. Biri açtır aklında yiyeceği tavuk, birinin sırtında sevdiği kadın, diğerinde de bakıma muhtaç annesi vardır.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
“Peki söyle bakalım bende ne vardı?” der, bu kez endişeyle</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Hoca.. O da der ki: “Zaten en çok da sana şaştım hoca! Sırtında kocaman bir inek vardı! Meğerse efendim, hocanın ineği hastaymış, “öldü mü ölecek mi?” diye düşünürmüş namazda… “</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; font-family: 'Helvetica Neue', Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Harâbât ehlini hor görme sakın, defineye mâlik viraneler var.” Bildirince bildiren, yüreği olan görü elbet..</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/15007382329006854675noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4081281381689413260.post-71410632343120372122013-12-03T05:13:00.001-08:002013-12-03T05:13:12.926-08:00Misvakın Önemi Fazileti Ve Kullanmanın Faydaları Nelerdir <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-2EvoB7bfrXA/Up3YB5ZyUcI/AAAAAAAAASY/eDjxoOjOrd0/s1600/fayda.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="237" src="http://1.bp.blogspot.com/-2EvoB7bfrXA/Up3YB5ZyUcI/AAAAAAAAASY/eDjxoOjOrd0/s400/fayda.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Misvak Kullanmanın Faydaları</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Abdest alırken, misvâk kullanmak sünnet-i müekkededir. Hadîs-i serîfte buyuruldu ki, (Misvâk kullanarak kılınan namaz, misvâksız kılınan namazdan yetmis kat üstündür). </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Misvak, Arabistanda yetisen Erâk agacının dalıdır. Düzgün ucundan, iki santimetre kadar, kabugu soyulup, burası birkaç sâat suda tutulur. Sonra, ezilince, fırça gibi açılır. Erâk agacı bulunmazsa, zeytin dalından yapılır.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Misvak kullanmanın faydaları:</div>
<div style="text-align: center;">
1- Ölüm anında, şehâdet kelimesini söylemeye sebep olur.</div>
<div style="text-align: center;">
2- Diş etlerini kuvvetlendirir.</div>
<div style="text-align: center;">
3- Balgamı giderir.s</div>
<div style="text-align: center;">
4- Safrayı keser.</div>
<div style="text-align: center;">
5- Ağız ağrısını giderir.</div>
<div style="text-align: center;">
6- Ağız kokusunu giderir.</div>
<div style="text-align: center;">
7- Allahü teâlâ ondan razı olur.</div>
<div style="text-align: center;">
8- Baş damarlarını kuvvetlendirir.</div>
<div style="text-align: center;">
9- Seytan gamlanır.</div>
<div style="text-align: center;">
10- Gözleri nûrlanır.</div>
<div style="text-align: center;">
11- Hayrı ve hasenatı çok olur.</div>
<div style="text-align: center;">
12- Sünnet ile amel etmiş olur.</div>
<div style="text-align: center;">
13- Ağzı pak (temiz) olur.</div>
<div style="text-align: center;">
14- Fasîh-ul-lisân olur, yani güzel konusur.</div>
<div style="text-align: center;">
15- Misvâklı olarak kılınan iki rek’at namâzın sevâbı, misvâksız olarak kılınan yetmiş rekat namazın sevabından daha çok olur. (Sirâc-ül-vehhâc kitâbı)</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-Hz1Vic8Q7CQ/Up3YwNLBWeI/AAAAAAAAASg/yF2F1ITUUig/s1600/r%C4%B1za.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="170" src="http://2.bp.blogspot.com/-Hz1Vic8Q7CQ/Up3YwNLBWeI/AAAAAAAAASg/yF2F1ITUUig/s400/r%C4%B1za.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Misvakın Önemi Ve Fazileti</div>
<div style="text-align: center;">
“Misvakın önemi ve fazileti nedir? Tam mânâsıyla nasıl kullanılır, yani elimize ilk misvakı aldığımızda nasıl kullanmalıyız? Sıcak suyla mı yıkanır, yoksa soğuk suyla mı, yani nasıl kullanacağımızı başından sonuna kadar anlatır mısınız? Misvak yerine diş fırçası kullanılırsa sünnet ifa edilmiş olur mu?”</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Ağız ve diş sağlığına ayrı bir önem veren Peygamber Efendimiz (asm), bunun misvak kullanmak sûretiyle yapılması hususunda da ısrarlı teşvik ve tavsiyelerde bulunmuştur. Bir hadislerinde, “Ümmetime meşakkat vereceğinden endişe duymasaydım, misvak kullanmalarını farz kılardım”1 buyurmuşlar, kendileri de hiçbir zaman misvakı terk etmemişlerdir. Bir diğer hadiste Sevgili Peygamberimiz (asm) “Üç şey peygamberlerin ahlâkındandır: 1- İftarda acele etmek, 2- Sahuru geciktirmek ve 3- Misvak kullanmak” buyurmuştur. Bu açıdan misvak kullanan, inşallah Peygamber Efendimizin (asm) şefaatine bir adım daha yaklaşmış olur.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Dr. Rodat ve Dr. Kneth Kiodell’in tespitlerine göre, misvakta mikropları imha eden sinnigrin ve penisilin maddesi bulunmakla beraber, bu gün diş macunlarında kullanılan “sodyum bikarbonat” da mevcuttur. Bu maddeler, diş üzerindeki tortu ve artıkları eriterek, dişin delinmesini ve çürümesini önlemektedirler.2</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Misvak kullanmak sünnettir. Efdal olan, ağız ve diş sağlığı açısından konunun uzmanlarınca da tasvip gördüğü üzere, misvak kullanmaktır. Ancak misvak elde etme imkânı olmadığında, diş macun ve fırçası da sünnet niyetiyle kullanılabilir.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Misvak serçe parmak kalınlığında ve bir karış uzunluğunda olmalıdır. İlk kullanışta uç kısmından bir santimetre kadar kabuğu soyulur ve bir miktar suya bırakılır. Suda yumuşayınca kullanılmaya başlanır. Kullandıkça lifleri kendiliğinden açılıyor. Başparmakla bir yandan, diğer dört parmakla da diğer yandan kavranarak ya da başparmak ve serçe parmakla bir yandan, diğer üç parmakla da diğer yandan kavranarak kullanılır. Kullandıktan sonra yıkamak için varsa suyun altına tutmak yeterlidir. Yıkamak için soğuk veya sıcak su fark etmez.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
1- İbn-i Mâce, Tahâret, 7;</div>
<div style="text-align: center;">
2- A. Abdurrezzâk, Sivâk, s. 119, 181;</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/15007382329006854675noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4081281381689413260.post-72406276193546435012013-11-30T00:57:00.001-08:002013-11-30T00:57:40.450-08:00KİMSENİN YAPTIĞI YANINA KALMAZ..!<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-cMmcDn4F4mg/UpmoTHYcZHI/AAAAAAAAASI/qQhZAnqeOKs/s1600/b%C3%BCl.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="254" src="http://2.bp.blogspot.com/-cMmcDn4F4mg/UpmoTHYcZHI/AAAAAAAAASI/qQhZAnqeOKs/s320/b%C3%BCl.jpg" width="320" /></a></div>
KİMSENİN YAPTIĞI YANINA KALMAZ..!<br />
<br />
bulbulAbbasi halifelerinin beşincisi Harun Reşid, sarayının bahçesindeki bir gül fidanını çok beğenir. Yaprağı, kokusu, görünüşüyle dikkatini çeken gülü özel bakıma alması için bahçıvana emir verir. Bahçıvan üzerine titremeye başlar gülün ne var ki, sakınan göze çöp batar derler ya. Aynen öyle olur. Bir sabah bahçıvan gelip bakar ki, gülün dalına konan bir bülbül, ne kadar yaprak varsa hepsini gagalayarak yere düşürmüş. Tek yaprak bırakmamış gülün başında korku içinde koşar halifeye:<br />
<br />
Sultanım der, üzerine titrediğimiz gülün yapraklarını bir bülbül gagalayarak yere dökmüş, tek yaprak bırakmamış gülün başında.<br />
<br />
Harun Reşid, telaş etmeden cevap verir:<br />
<br />
Üzülme efendi üzülme, der, bülbülün yaptığı yanına kalmaz.<br />
<br />
Rahat bir nefes alan bahçıvan işine döner, bir gün bakar ki, bir yılan yaprakları düşüren bülbülü yakalamış, yutmak üzere, otların arasında kayıp gidiyor.<br />
<br />
Heyecanla yine halifeye gelir:<br />
<br />
Sultanım der, bülbülü bir yılan yakalamış, yutarken gördüm.<br />
<br />
Sultan yine telaşsız:<br />
<br />
Merak etme efendi der, yılanın yaptığı da yanına kalmaz.<br />
<br />
Bahçıvan yine işine döner, bir ara bahçede çalışırken otların arasında yılanı görür.<br />
<br />
Hemen elindeki küreğiyle darbe üstüne darbe indirerek yılanı orada öldürür.<br />
<br />
Sevinçle geldiği halifeye durumu anlatır:<br />
<br />
Sultanım der, bülbülü yakalayan yılanı ben de bahçede otlar arasında yakalayıp küreğimle öldürdüm.<br />
<br />
Harun Reşid yine sakin:<br />
<br />
Bekle efendi bekle der, senin de yaptığın yanına kalmaz.<br />
<br />
Nitekim çok geçmez bahçıvan hatalar yapar, yakalayıp halifenin huzuruna çıkarırlar, cezalandırılmasını isterler;<br />
<br />
Halife emrini verir: Atın bunu zindana.<br />
<br />
Hemen yaka paça zindana doğru götürürken geriye dönen bahçıvan şunları söyler:<br />
<br />
Sultanım der, bülbülün yaptığı yanına kalmaz dediniz, onu yılan yuttu. Yılanın yaptığı yanına kalmaz, dediniz, onu da ben öldürdüm. Şimdi benim yaptığım da yanıma kalmıyor, sen zindana attırıyorsun. Herkesin yaptığı yanına kalmıyor da senin ki mi yanına kalacak..? Demek sana da bir yapan çıkacak, öyle ise gel sen bana yapma ki bir başkası da sana yapmasın.<br />
<br />
Harun Reşid, doğru söyledin bahçıvan, diyerek:<br />
<br />
Bırakın bahçıvanı, çiçekleri sulamaya devam etsin.<br />
<br />
Derler ki: Sultanımız, yaptığı yanına kalır. Hayır der, kimsenin yaptığı yanına kalmaz, en ağır şekliyle ahirette ödemeye tehir edilir ama gafil insanlar bunun farkına varamaz da, yaptığı yanına kaldı sanırlar. Evet,kimsenin yaptığı yanına kalmaz, bunda hiç şüpheniz olmasın. Yanına kaldı sanılanlar daha ağırıyla ahirette ödemeye tehir edilirler. Ne var ki, gafil insanlar bunun farkına varamaz da yaptığı yanına kaldı sanırlar..!Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/15007382329006854675noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4081281381689413260.post-40253124851255475242013-11-28T06:17:00.001-08:002013-11-28T06:17:14.779-08:00 BİR BARDAK ÇAYIN HİKAYESİ... <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-PbYNjj-0GzU/UpdPz3Jxj4I/AAAAAAAAARw/pFTwBsLLFek/s1600/porselen-demlik-cay-886r1d19.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="266" src="http://2.bp.blogspot.com/-PbYNjj-0GzU/UpdPz3Jxj4I/AAAAAAAAARw/pFTwBsLLFek/s400/porselen-demlik-cay-886r1d19.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
GÜZEL BİR ÇAY HİKAYESİ...</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Üst demlik; gelindir, alt demlik kaynadıkça onun harareti artar, ama ayni zamanda olgunlaşır ve çay demlenir</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Bardak; gelinin kocasıdır.Her iki çaydanlıktan da yeterince nasibini alır.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Biraz kaynana doldurur,birazda gelin. Bu nedenle denge unsuru çok önemlidir açık yada demli çayın hoşa gitmemesi bundandır.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Çayın şekeri; ise çocuklardır.Çaya tat verir fakat çok şeker çayın lezzetini bozar. Şekersiz çaya alışanlar için ise bir tanesi bile fazla gelebilir.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Çay kaşığı; görümcedir.Arada bir gelir karıştırır ve gider.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Kayınpedere gelince; o da çay tabağıdır.Çayın demine suyuna hiç karışmaz, bir köşede sessiz sedasız bir şekilde oturur. Sadece dökülenleri toplar ve çevreye zarar vermesini engeller. Ancak ara sıra boşaltmak gerekir yoksa taşıp her şeyi berbat edebilir.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Çay süzgeci; ailenin sahip olduğu değerlerdir. Aileyi dış müdahalelerden korur. Delikleri büyük olursa çayın tadı kaçabilir.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Suyu ısıtan ateş ise hoşgörüdür, o olmadan hoşgörü de olmaz.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Kısacası bir bardak çay AiLEDiR,</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Ve ağız tadıyla içilen bir bardak çayın üstüne yoktur...</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-QXnp37mUk8w/UpdQVYUSHBI/AAAAAAAAAR4/dN7FEInGCaQ/s1600/%C3%A7ay.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://2.bp.blogspot.com/-QXnp37mUk8w/UpdQVYUSHBI/AAAAAAAAAR4/dN7FEInGCaQ/s320/%C3%A7ay.jpg" width="320" /></a></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/15007382329006854675noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4081281381689413260.post-24485522968122875692013-11-28T06:04:00.002-08:002013-11-28T06:04:20.868-08:00Mutlaka Okuyun..<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.800000190734863px; line-height: 18px;">Zamanın birinde, bir oduncu ormanda odun keserken çalı arasında bir yılana rastlamış. Elindeki baltayı kaldırıp yılanın başını vurmak üzereyken bir an gözgöze gelmiş. Yaradana olan aşkı -yılan bile olsa- yaratılana yansımış ve yılana vurmay...a kıyamamış. Yılanda duygulanmış ve dile gelmiş. ''Ey insanoglu, sen bana kıyamadın, bende sana iyilik edecegim'' demiş.</span><span class="text_exposed_show" style="background-color: white; color: #333333; display: inline; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.800000190734863px; line-height: 18px;">Bir kör kuyuya dalmış ve kaybolmuş. Biraz sonra agzında bir altın lira ile dönmüş ve ''Bundan böyle ömür boyu sana hergün bir altın lira verecegim!'' demiş.<br /><br />Oduncu altını bozdurmuş ve evinde ogün şenlik olmuş. Aileside dahil hiç kimseye olanı biteni anlatmamış. Herkes sadece oduncunun çok çalıştıgı için durumunun düzeldigini zannetmiş. Oduncu yıllar boyu hergün o kör kuyunun başına gitmiş, yılan ile buluşmuş ve altınını almış. Birgün oduncu agır hastalanmış. Kuyunun başına gidemez olmuş. Birkaç gün geçince bolluga alışmış evinde darlık başlamış.<br /><br />Oduncu oglunu yanına çagırmış ve yılanın sırrını anlatmış. ''Kör kuyunun başına git ve oglum oldugunu söyle; yılan sana altın verecek!'' demiş. Oglu inanmamış ama gitmiş. Yılan önce saklanmış, sonra ortaya çıkmış. Onun oduncunun oglu olduguna iyice kanaat getirince de kuyuya inip bir altın getirmiş. Oglan önce inanmadıgı hikayenin gerçek oldugunu görünce hırsa kapılmış, ''Kimbilir daha ne kadar altın var kuyunun içinde!'' diye düşünmüş. Hırsla yılanı öldürmek için bir hamle yapmış, ıskalamış ama yılanın kuyrugunu koparmış. Yılan da can havliyle dönüp oglanı sokmuş ve öldürmüş.<br /><br />Akşam yaklaşıp da oglu gelmeyince oduncu iyice endişelenmiş. Hasta yatagından sürünerek bile olsa kalkmış. Kuyunun başına gitmiş ki oglu cansız yatıyor. Yılanda o anda görünmüş; kuyrugu yok ve kanlar içinde.<br /><br />Oduncu durumu anlamış ve çok üzülmüş. Canının parçası oglu yerde cansız, yıllardır velinimeti olan yılanda yaralı... ''Hatalı olan oglum olmalı!'' demiş ve yılandan özür dilemiş. ''Tekrar dost olalım!'' demiş.<br /></span><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.800000190734863px; line-height: 18px;">Yılan ise acı acı gülümsemiş: ''ÇOk isterdim ama sende bu evlat acısı, bende de bu kuyruk acısı varken biz artık dost olamayız!'' demiş..</span><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-rkY4jhyphenhyphenVQYpfcXq1LChC8UjVG11glmAyHQH8vznM-lOK0TYmae6UVO6WaDdQwY2tUpxQurCyuBjd8MoqTg19h8g6IV-aVSTRT_4GCOm0D9DmKM4kNrFuZ3h5dBFyiuARO31gjCqr/s1600/....jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="246" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-rkY4jhyphenhyphenVQYpfcXq1LChC8UjVG11glmAyHQH8vznM-lOK0TYmae6UVO6WaDdQwY2tUpxQurCyuBjd8MoqTg19h8g6IV-aVSTRT_4GCOm0D9DmKM4kNrFuZ3h5dBFyiuARO31gjCqr/s320/....jpg" width="320" /></a></div>
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/13914987820390235992noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-4081281381689413260.post-28536840724948551852013-11-27T12:15:00.001-08:002013-11-27T12:15:51.450-08:00Hac ve Önemi<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-P_XXZYRbJtQ/UpZSmixVdgI/AAAAAAAAARY/2wUm3fdNQZg/s1600/kabe-yapboz.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="http://4.bp.blogspot.com/-P_XXZYRbJtQ/UpZSmixVdgI/AAAAAAAAARY/2wUm3fdNQZg/s320/kabe-yapboz.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Hac ve Önemi</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
İslâm şartlarının beşincisi hac’dır. Hac,belli zamanda, belirli yerleri özel bir şekilde ziyaret etmektir.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Hicretin dokuzuncu yılında farz olmuştur. Hac hem mal, hem de beden ile yapılan bir ibadettir. Belirli şartları taşıyan müslümanların ömründe bir defa hacca gitmesi farzdır. Allah’ın her emrinde olduğu gibi haccın farz kılınmasında da bir çok hikmetler ve faydalar vardır.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Çeşitli ülkelerden mukaddes topraklara gelen, dilleri ve renkleri ayrı olan müslümanların tek gaye etrafında bir araya gelmesi ve hep birlikte Allah’a yönelmesi İslâm kardeşliğini güçlendirir. Müslümanların birbiri ile tanışmalarını, birbirlerinin dert ve sıkıntılarına çare bulmalarını sağlar.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Zengin-fakir her seviyede müslümanın ihrama girerek aynı kıyafet içinde bulunması insanlara eşitlik fikrini aşılar, mahşer gününü hatırlatır.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Sevgili peygamberimizin doğup büyüdüğü, İslâm dini’nin cihana yayılmaya başladığı kutsal yerleri görmek ruhlara manevi bir heyecan verir, dini duyguları kuvvetlendirir. Kutsal yerlerde insan kendisini Allah’a daha yakın hisseder, yaptığı ibadetlere kat kat fazla sevab verilir. Allah rızası için hac vazifesini yapan ve insanlara kötülük etmekten sakınanların (kul hakları hariç) birçok günahı bağışlanır. Bu konuda peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
“Kim Allah için hacceder de kötü söz ve davranışlardan sakınırsa, annesinin onu doğurduğu günkü gibi günahlarından arınmış olarak döner.” (Riyazü’s-Salihin, c.II, s. 521)</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Hac Kimlere ve Ne Zaman Farzdır</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Aşağıdaki şartları taşıyanlara hacca gitmek farz olur:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
1) Akıllı olmak,</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
2) Erginlik çağına gelmiş olmak,</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
3) Müslüman olmak,</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
4) Hür olmak,</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
5) Haccın farz olduğunu bilmek. (Bu şart müslüman olmayan ülkelerde müslümanlığı kabul edenler içindir. İslâm ülkelerinde yaşayan müslümanlar için haccın farz olduğunu bilmemek özür değildir.)</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
6) Zorunlu ihtiyaçlardan başka hacca gidip dönünceye kadar kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu aile fertlerinin geçinebileceği maddi güce sahip olmak.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
7) Durumuna uygun bir vasıta ile hac yolculuğunu yapabilmesi için vasıta ve yol masraflarını karşılayacak parası olmak.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
8) Hac vazifesini yapabilecek zamana yetişmiş olmak.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Saydığımız bu şartlardan başka hac vazifesini bizzat yapmak için şu şartların da bulunması gerekir. Bunlara haccın edasının şartları denir.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Haccın Edasının Şartları:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
1) Vücutça sağlıklı olmak, (Kör, kötürüm ve hac yolculuğuna dayanamayacak derecede hasta ve yaşlı olmamak.)</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
2) Hacca gitmesine bir engel bulunmamak, (Hapiste olmak gibi)</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
3) Yol güvenliği olmak,</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
4) Kadının yanında kocası veya evlenmesi caiz olmayan bir mahremi bulunmak.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
5) Kocası ölmüş veya boşanmış olan kadınların iddet süreleri bitmiş olmak.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Bu saydığımız şartlara sahip olan bir kimsenin önündeki ilk hac mevsiminde hacca gitmesi farz olur.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-226x_U8y1Ts/UpZS1pdfzOI/AAAAAAAAARg/VX6A-YEDKVw/s1600/hac-kesin-kayitlari-3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="http://2.bp.blogspot.com/-226x_U8y1Ts/UpZS1pdfzOI/AAAAAAAAARg/VX6A-YEDKVw/s320/hac-kesin-kayitlari-3.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Haccın Vacipleri (*)</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
1 – Müzdelife’de vakfe.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
2 – Safa ile Merve tepeleri arasında sa’y etmek</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
3 – Cemreleri taşlamak (Şeytan taşlamak)</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
4 – Saçları traş etmek veya kısaltmak</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
5 – Sader (veda) tavafını edâ etmek</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Haccın Sünnetleri (*)</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Kudûm tavafı yapmak, erkeklerin kudûm ve ziyâret tavafında remel yapmaları (Reml: Adımları kısaltıp, omuzları silkerek çalımlı bir şekilde yürümektir. Tavafın ilk üç şavt’ında yapılır), Safa ile Merve arasında sa’y ederken, orada bulunan iki direk arasında erkeklerin süratlice geçmeleri, Bayram gecelerinde Mina’da yatmak, arefe günü, güneş doğduktan sonra Mina’dan Arafat’a gitmek, Müzdelife’den Mina’ya bayram günü sabahı, henüz güneş doğmadan hareket etmek, Müzdelife’de gecelemek ve cemreler arasında (Şeytan taşlama esnasında) tertibe riayet etmektir.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Umre</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Umre, belirli bir zamana bağlı olmadan usulüne göre ihrama girdikten sonra tavaf etmek, sa’y yapmak ve traş olmaktan ibarettir.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Umre sünnettir. Umre için belirli bir zaman yoktur. Arefe ve onu izleyen kurban bayramı günleri olmak üzere yılda beş günün dışında her zaman umre yapılabilir.</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/15007382329006854675noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4081281381689413260.post-20787696378172158772013-11-27T04:24:00.000-08:002013-11-27T04:24:05.639-08:00<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.800000190734863px; line-height: 18px;">FATİH SULTAN MEHMET VE İKİ PAPAZ</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.800000190734863px; line-height: 18px;" /><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.800000190734863px; line-height: 18px;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.800000190734863px; line-height: 18px;">Fatih Sultan Mehmed Han Hazretleri, İstanbul’un fethinden sonra tüm hükümlüleri serbest bırakır. Ancak bu hükümlüler arasında yer alan iki papaz zindandan çıkmak istemezler. Halka zulüm ve işkence eden Biza</span><span class="text_exposed_show" style="background-color: white; color: #333333; display: inline; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.800000190734863px; line-height: 18px;">ns İmparatoru’na, adaletli olmasını tavsiye ettikleri gerekçesiyle hapse atılan papazlar, bundan böyle hapisten çıkmamaya yemin etmişlerdir.<br /><br />Olaydan haberdar olan sultan, huzuruna çağırdığı papazların ağzından kendi hikâyelerini dinler ve onlara şöyle der:<br />“Bir teklifim var: sizler İslam adaletinin uygulandığı bu memleketi geziniz, Müslüman hâkimlerin ve halkımın davalarını dinleyiniz. Eğer hayata küsmenize sebep olan adaletsizliği burada da görürseniz gelip bana bildiriniz ve önceden verdiğiniz kararınız doğrultusunda uzlete çekilerek hâlâ küsmekte haklı olduğunuzu kanıtlayınız.”<br /><br />Papazlar zaman kaybetmeden yola çıkarlar. İlk durakları Bursa’dır. Orada şöyle bir olayla karşılaşırlar:<br />Bir Müslüman’ın, “hiçbir kusuru yok” denilerek bir Yahudi’den satın aldığı atın hasta olduğu ortaya çıkar. Müslüman, sabah olur olmaz kadının yolunu tutar. Ancak kadı henüz gelmemiştir. Bir süre boyunca bekleyen Müslüman, kadının gelmeyeceğini düşünerek atını alıp geri döner ve at o gece ölür. Olayı sonradan öğrenen kadı, atın sahibi Müslüman’ı çağırarak şöyle der:<br />“Eğer geldiğinizde ben makamımda bulunsaydım, atı sahibine iade edip paranızı alırdım. Ancak zamanında daireme gelmediğim için olayların bu şekilde gelişmesine sebep oldum. O yüzden atın ölümünden doğan zararı ben ödeyeceğim.”<br /><br />Bu olay karşısında hayrete düşen papazlar buradan İznik’e geçerler. Bu şehirde ise şöyle bir mahkeme ile karşılaşırlar:<br />Bir Müslüman’dan tarla satın alan başka bir Müslüman ekin zamanı gelip de tarlasını sürmeye başlayınca sabanına bir küp altın takılır. Çiftçi altınların hepsini alarak tarlanın ilk sahibine giderek küpü vermek ister. Ona “Ben senden tarlanın altını değil, üstünü satın aldım. Eğer tarlanın içinde bu kadar altın olduğunu bilseydin bana bu fiyata satmazdın. Al şu altınlarını” der.<br /><br />Tarlanın ilk sahibi ise, tarlayı kendisine taşı ve toprağıyla beraber sattığını söyleyerek altınları kabul edemeyeceğini söyler. Anlaşmaya varamadıkları için iki Müslüman soluğu kadının huzurunda alırlar. Kadı, adamlara çocukları olup olmadığını sorar. Birinin erkek diğerinin ise kız çocuğu vardır. Kadı, bu iki çocuğu birbirleriyle nikâhlayarak altını da çeyiz olarak onlara vermeye hüküm verir.<br />Bu iki olaya tanık olduktan sonra papazlar İstanbul’a gelerek Fatih Sultan Mehmed’in huzuruna çıkarlar ve şöyle derler:</span><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.800000190734863px; line-height: 18px;">“Bizler artık inandık ki bu kadar adalet ve birbirinin hakkına saygı ancak İslam dininde vardır. Bu dinin insanları başka dinden olanlara bile kötülük yapamazlar. Bu yüzden biz zindana dönme kararımızdan vazgeçtik, sizin idarenizde hiç kimsenin zulme uğramayacağına inandık… ”</span><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3IbMnabmZ9_vgGyWfRdMt2h8MQyO0g4-Lavs340t4ewc2BvAUy52t72DSgqtIidnJHDmli9r3tm-rupK35CYhpP_FDrXs7FeB2ZlnHJmfSWMTKRhD-_UzlDbnMOl0aN8_qe7bNs22/s1600/....jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="256" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3IbMnabmZ9_vgGyWfRdMt2h8MQyO0g4-Lavs340t4ewc2BvAUy52t72DSgqtIidnJHDmli9r3tm-rupK35CYhpP_FDrXs7FeB2ZlnHJmfSWMTKRhD-_UzlDbnMOl0aN8_qe7bNs22/s320/....jpg" width="320" /></a></div>
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/13914987820390235992noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4081281381689413260.post-53265267247943686982013-11-27T02:21:00.001-08:002013-11-27T02:21:23.029-08:00Kıyamet Alametleri<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-1gizfvIVMSQ/UpXHcBDmlAI/AAAAAAAAARI/lEV9eqnT1PQ/s1600/g%C3%B6ky%C3%BCz%C3%BC+ay,sema,teffek%C3%BCr,%C5%9F%C3%BCk%C3%BCrler+olsun+rabbim.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="265" src="http://1.bp.blogspot.com/-1gizfvIVMSQ/UpXHcBDmlAI/AAAAAAAAARI/lEV9eqnT1PQ/s400/g%C3%B6ky%C3%BCz%C3%BC+ay,sema,teffek%C3%BCr,%C5%9F%C3%BCk%C3%BCrler+olsun+rabbim.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Kıyamet Günü Gökyüzünün Durumu</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Kıyametle birlikte gelen yıkım ve dehşet yalnızca yerde gerçekleşecek olaylarla sınırlı değildir. O gün insanın bildiği, alıştığı ve sonsuza dek varlığını sürdüreceğini sandığı tüm varlıklar ve düzenler bozulmaya uğrarlar. O gün dünya tarihi boyunca kapsamı anlaşılamamış, sırlarına son yüzyılda ulaşılabilmiş, akıllara durgunluk veren büyüklükteki gök cisimleri ve uzay için de ölüm vakti gelmiştir. Gökyüzü, Ay, Güneş, yıldızlar ve gezegenler de o gün parçalanıp, yok olurlar. Bu gerçeği Allah Kuran’da insanlara şöyle bildirir:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Şüphesiz, size vaat edilen gerçekleşecektir. Yıldızlar ‘örtülüp (ışıkları) silindiği’ zaman, Gök yarıldığı zaman… (Mürselat Suresi, 7-9)</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Evrenin yaratıldığı ilk andan itibaren meydana gelen her olay ve izlenen her görüntü, bunlarda bir olağanüstülük olduğunu sezinleyen ve bir Yaratıcı’nın varlığını mutlak bir şekilde görmek isteyen her insan için büyük birer iman delilidir. Uçsuz bucaksız evrenin her noktasını kaplayan gezegenler, yıldızlar, sayısız gök cismi Allah’ın tek bir emri ile yaratılmış, O’nun kudretiyle muazzam bir dengeyle korunmuştur. Bu başlangıç ve denge ise sırrını hala korumakta, insanların zihinlerini meşgul etmektedir. Aslında bu arayışların sonucunda insanın karşısına çıkan tek gerçek vardır: Allah’ın varlığı. Kapanış günü yaşananlar yine Yaratan’ın büyüklüğüne uygun olarak gerçekleşecektir. Allah, var olan herşey için olduğu gibi gökyüzündeki bu muazzam dünya için de görülmemiş bir son hazırlamıştır.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Gökyüzü insanın her zaman için varlığından ve sürekliliğinden emin olduğu bir tavan gibidir. Allah’ın bir dayanak olmaksızın yükselttiği ve tuttuğu, uçsuz bucaksız uzay ile arasında perde görevi gören, görkemli bir tavan…</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Bu tavan yüzyıllarca, dünyayı ve üzerindeki canlıları sayısız tehlikelerden (ultraviyole ışınlar, gök taşları, uzayın dondurucu soğukluğu vs.) en küçük bir aksaklığa meydan vermeden korumuş, canlılığın devamı için gerekli olan en önemli etmen olmuştur. Karanlık uzaydan geçerek gelen ışık, atmosferin taşıdığı özellikler sayesinde dünyaya yeterince yayılmış, tüm gezegeni aydınlatmış ve insan, atmosferdeki hassas oksijen oranı sayesinde nefes alıp, hayat bulabilmiştir. Oysa o gün, gök tüm işlevlerini kaybeder. Artık onun da, Allah Katında belli olan eceli gelmiştir. Kıyamet günü gök Allah’ın dilemesiyle sarsılıp, çalkalanır, çatlar ve yarılır. Bu olaylar ayetlerde şöyle haber verilir:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
O gün gök, sarsılıp çalkalanır. (Tur Suresi, 9)</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Bu nedenle gök bile yarılıp-çatlamıştır; (artık) O’nun va’di gerçekleştirilip-yerine getirilmiştir. (Müzemmil Suresi, 18)</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Gök yarılıp-çatlamıştır; artık o gün, ‘sarkmış-za’fa uğramıştır. (Hakka Suresi, 16)</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Dünya tarihi boyunca sayısız canlının yaşamını sürdürebilmesi için en gerekli şartlardan biri olan hava tüm işlevini yitirir. O gün var olan kanunlar alışılan kanunlardan farklıdır. Sayısız fizik kanunu ile gökte sabit bir dengeyle duran atmosfer, eriyip akmaya başlar. Kuran’da o gün gökyüzünün uğrayacağı son şu şekilde anlatılır:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Gökyüzünün erimiş maden gibi olacağı gün; (Mearic Suresi, 8)</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Atmosfer o gün erir ve akkor haline gelerek yanmaya başlar. İnsanlar masmavi görmeye alışık oldukları gökyüzünü, o gün kızıl olarak görürler. Gökyüzü yarılıp erimiş, adeta yağ gibi olmuştur:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Sonra gök yarılıp yağ gibi erimiş olarak kıpkırmızı bir gül olduğu zaman; (Rahman Suresi, 37)</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Kıyamet günü, o güne kadar Allah’ın büyüklüğünü ve gücünü görmek istemeyen, bile bile yüz çeviren insanlar için pişmanlığın yaşandığı gündür. Bu, öğüt alıp düşünme ve yapılanları telafi etme imkanı tanınmayan bir pişmanlıktır. Tüm insanlar Allah’tan başka dost, yardımcı ve koruyucu olmadığını, Allah’ın gücünü ve gazabını artık kesin olarak anlamışlardır. Böyle bir anda Allah’a ve ahiret gününe karşı inkar içinde olabilecek ve bu inkarında direnebilecek “tek bir insan” dahi yoktur. Bu gerçek Kuran’da tüm insanlara şöyle bildirilmiştir:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Onlar, Allah’ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Oysa kıyamet günü yer, bütünüyle O’nun avucu (kabzası)ndadır; gökler de sağ eliyle dürülüp-bükülmüştür. O, şirk koştuklarından münezzeh ve Yücedir. (Zümer Suresi, 67)</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
O gün insanın tanıyıp bildiği bütün kurallar yok olur. Yaratılışları sırasında Allah’ın “isteyerek veya istemeyerek itaat edin” çağrısına icabet eden ve “isteyerek geldik” diye cevap veren gök ve yer, o gün de kendi yaratılışlarına uygun olarak gerçek sahipleri ve Yaratıcımız olan Allah’a boyun eğerler. Kuran’da Allah’ın göğe ve yere seslenişi şu şekilde anlatılır:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
De ki: “Gerçekten siz mi yeri iki günde yaratanı inkar ediyor ve O’na birtakım eşler kılıyorsunuz? O, alemlerin Rabbidir. Orada (yerde) onun üstünde sarsılmaz dağlar var etti, onda bereketler yarattı ve isteyip-arayanlar için eşit olmak üzere ordaki rızıkları dört günde takdir etti. Sonra, duman halinde olan göğe yöneldi; böylece ona ve yere dedi ki: “İsteyerek veya istemeyerek gelin.” İkisi de: “İsteyerek (İtaat ederek) geldik” dediler.” (Fussilet Suresi, 9-11)</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Bilindiği gibi inkarcıların iddialarından birisi, maddenin kendi kendine oluştuğudur. Çevrelerinde gördükleri tüm güzelliği tabiatın gücüne bağlarlar. Geri kalan detayları, yani bunların nasıl meydana geldiklerini, bu bilinçli oluşumun nasıl olup da tabiatın kendisi de yokken var olduğunu, cansız bir kavram olan tabiattan ortaya çıktığını asla düşünmezler. Bu mantıksız iddiaya göre herşeyi doğa kendi kendine var etmiştir. Yani hakim olan olağanüstü uyum ve dengenin sahibi taş, toprak, hava ve sudur. Oysa kıyamet günü geldiğinde insan dağın, taşın, toprağın ne hale geldiğini görür ve bu gücün sahibinin tabiatın kendisi olamayacağına şahit olur. Canlı-cansız herşeyin yaratılışının kendisine atfedildiği tabiat, o gün kendisini koruyamayacaktır. Allah herşeyin yalnızca Kendi gücü ve iradesi ile var olduğunu, yalnızca O dileyip koruduğu için korunduğunu insanlara gösterecektir. Birçok insan vicdanları kabul ettiği halde anlamazlıktan geldikleri gerçekleri, o anda çok büyük bir pişmanlıkla hatırlayacaktır. Allah kıyamet günü olacakları ayetlerde şöyle haber vermektedir:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Gök, yarılıp-parçalandığı, Ve ‘kendi yaratılışına uygun’ Rabbine boyun eğdiği zaman; Yer, düzlendiği, İçinde olanları dışa atıp boşaldığı, Ve ‘kendi yaratılışına uygun Rabbine boyun eğdiği zaman. Ey insan, gerçekten sen, hiç durmaksızın Rabbine doğru bir çaba harcayıp durmaktasın; sonunda O’na varacaksın. (İnşikak Suresi, 1-6)</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/15007382329006854675noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4081281381689413260.post-74548279614613270172013-11-27T02:11:00.004-08:002013-11-27T02:11:57.946-08:00Hz.Ömer (r.a.)’i Ağlatan Çocuk<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-ARxtnmA60BY/UpXFNK4WrNI/AAAAAAAAAQ0/2XAa66gSuFs/s1600/dua_eden_bebek_1255169808.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="266" src="http://1.bp.blogspot.com/-ARxtnmA60BY/UpXFNK4WrNI/AAAAAAAAAQ0/2XAa66gSuFs/s320/dua_eden_bebek_1255169808.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Hz.Ömer (r.a.)’i Ağlatan Çocuk</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Bir yaz günüydü. Ezan vakti yaklaşmıştı. Halife Hz.Ömer (r.a.) ağır ağır camiye gidiyordu. Bu sırada bir çocuğun süratli adımlarla yürüdüğünü gördü. Acaba çocuğun bir ihtiyacı mı vardı; bu telaşın sebebi neydi?</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Halife Ömer (r.a.) çocuğu sordu:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
- Yavrucuğum! Nedir bu telaşın, bir derdin mi var, niçin bu kadar hızlı gidiyorsun?</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
- Camiye gidiyorum, amcacığım, diye cevap verdi.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
- Yavrucuğum! Daha senin yaşın küçük. Sana namaz farz değil. Niçin bu kadar telaşlanıyorsun?</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Çocuk onu ayıplar gibi hayret dolu bakışlarla Halife’ye baktı ve şöyle dedi:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
- Bu işin hiç küçüğü büyüğü olur mu? Hem bu yaşta namaza alışmazsam büyüğünce kılmak zor gelebilir.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Halife Hz.Ömer’i bir düşüncedir aldı. Gözleri buğulandı ve ağzından şu cümleler döküldü.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
- Ey Rabbim! Bu çocuk ne akıllı, ne iyi bir çocuk. Büyüklerde bulunması gereken ruhu taşıyor.</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/15007382329006854675noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4081281381689413260.post-53083896261893844572013-11-27T02:02:00.002-08:002013-11-27T02:02:19.175-08:00Hz. Mevlana<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-fWldHbhX1XU/UpXDBhddlWI/AAAAAAAAAQo/1VPbw48vfuQ/s1600/1463682_570555713018001_562569364_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="286" src="http://1.bp.blogspot.com/-fWldHbhX1XU/UpXDBhddlWI/AAAAAAAAAQo/1VPbw48vfuQ/s400/1463682_570555713018001_562569364_n.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 17px; text-align: left;">"Misafirsin bu hanede ey gönül, </span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 17px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 17px; text-align: left;">Umduğunla değil bulduğunla gül, </span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 17px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 17px; text-align: left;">Hane sahibi ne derse o olur, </span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 17px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 17px; text-align: left;">Ne kimseye sitem eyle, Ne üzül.."</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 17px; text-align: left;" /><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 17px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 17px; text-align: left;">- Hz. Mevlana</span></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/15007382329006854675noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4081281381689413260.post-60761112184049101142013-11-26T12:30:00.002-08:002013-11-27T13:05:58.119-08:00Kazı Bağırtmadan Yolmak<br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.800000190734863px; line-height: 18px;" />
<br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.800000190734863px; line-height: 18px;" />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.800000190734863px; line-height: 18px;">Çok soğuk bir kış günü padişah, tebdil-i kıyafet gezmeye karar vermiş.</span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.800000190734863px; line-height: 18px;">Yanına Başvezirini alıp yola çıkmış. Bir dere kenarında çalışan yaşlı bir</span><span class="text_exposed_show" style="background-color: white; color: #333333; display: inline; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.800000190734863px; line-height: 18px;"><br />adam görmüşler. Adam elindeki derileri suya sokup, döverek tabaklıyormuş.<br /><br />Padişah, ihtiyarı selamlamış:<br />"Selamunaleykum ey pir'i fani..."<br />"Aleykumselam ey serdar'i cihan..."<br /><br />Padişah sormuş:<br />"Altılarda ne yaptın?"<br />"Altıya altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor..."<br /><br />Padişah gene sormuş:<br />"Geceleri kalkmadın mı?"<br />"Kalktık... Lakin, ellere yaradı..."<br /><br />Padişah gülmüş:<br />"Bir kaz göndersem yolar mısın?"<br />"Hem de ciyaklatmadan..."<br /><br />Padişahla Başvezir adamın yanından ayrılıp yola koyulmuşlar. Padişah<br />Başvezire dönmüş:<br />"Ne konuştuğumuzu anladın mı?"<br />"Hayır padişahım..."<br /><br />Padişah sinirlenmiş:<br />"Bu akşama kadar ne konuştuğumuzu anlamazsan kelleni alırım."<br /><br />Korkuya kapılan başvezir, padişahı saraya bıraktıktan sonra telaşla dere<br />kenarına dönmüş. Bakmış adam hala orada çalışıyor.<br />"Ne konuştunuz siz padişahla..."<br /><br />Adam, başveziri şöyle bir süzmüş:<br />"Kusura bakma. Bedava söyleyemem. Ver bir yüz altın söyleyeyim."<br /><br />Başvezir, yüz altın vermiş.<br />"Sen padişahı, serdar-ı cihan, diye selamladın. Nereden anladın padişah<br />olduğunu."<br />"Ben dericiyim. Onun sırtındaki kürkü padişahtan başkası giyemezdi."<br />Vezir kafasını kaşımış.<br /><br />"Peki, altılara altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor ne emek?..."<br />Adam, bu soruya cevap vermek için de bir yüz altın daha almış.<br />"Padişah, altı aylık yaz döneminde çalışmadın mı ki, kış günü<br />çalışıyorsun, diye sordu. Ben de, yalnızca altı ay yaz değil, altı ay da<br />kış çalışmazsak, yemek bulamıyoruz dedim."<br /><br />Vezir bir soru daha sormuş...<br />"Geceleri kalkmadın mı ne demek?"<br /><br />Adam bir yüz altın daha almış.<br /><br />"Çocukların yok mu diye sordu. Var, ama hepsi kız. Evlendiler, başkasına<br />yaradılar, dedim..."<br /><br />Vezir gene kafasını sallamış.<br />Peki"Bir kaz göndersem yolar mısın", o ne demek...</span><br />
<span class="text_exposed_show" style="background-color: white; color: #333333; display: inline; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.800000190734863px; line-height: 18px;"><span style="text-align: center;">"Onu da sen bul..."</span></span><br />
<span class="text_exposed_show" style="background-color: white; color: #333333; display: inline; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.800000190734863px; line-height: 18px;"><span style="text-align: center;"><br /></span></span>
<div>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiepzmUJxwFGPX6zakP0Zg1tooVaV_LpVAAJ3QXMHw7itCj5m_yDAQ1Ea5J11GDalxtFELWhOiB1zs8yzH6vdS8FnrJUfp7uI7AID-47R47Kdz_oaH2n5NOs9ocWnCZJUx0nKYzjDs8/s1600/....jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="307" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiepzmUJxwFGPX6zakP0Zg1tooVaV_LpVAAJ3QXMHw7itCj5m_yDAQ1Ea5J11GDalxtFELWhOiB1zs8yzH6vdS8FnrJUfp7uI7AID-47R47Kdz_oaH2n5NOs9ocWnCZJUx0nKYzjDs8/s320/....jpg" width="320" /></a></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/13914987820390235992noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4081281381689413260.post-17374348180104362902013-11-25T04:22:00.001-08:002013-11-25T04:22:15.145-08:00DOĞRULUK<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.800000190734863px; line-height: 18px;">Zalim bir vali vardı. Bu vali bir gün adamlarını göndererek Hasan Basri Hazretleri'ni yakalatmak istedi. O da bir vakit ders verdiği Habib-i Acemi Hazretleri'nin kulübesine gelip saklandı. Valinin adamları geldi ve hışımla:</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.800000190734863px; line-height: 18px;" /><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.800000190734863px; line-height: 18px;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.800000190734863px; line-height: 18px;">- Hasan Basri'yi (r.a.) gördün mü? diye sordular.</span><span class="text_exposed_show" style="background-color: white; color: #333333; display: inline; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.800000190734863px; line-height: 18px;"><br /><br />O gayet sakin:<br /><br />- Evet, dedi.<br /><br />- Nerede?<br /><br />- İşte şu kulübemde...<br /><br />Adamlar kulübeye daldı, fakat bir türlü Hasan Basri Hazretleri'ni bulamadılar. Dışarı çıkınca tehdit edip:<br /><br />- Ya şeyh, niçin yalan söylüyorsun? dediler.<br /><br />- Ben yalan söylemedim, dedi. Siz göremedinizse, benim suçum ne?<br /><br />Tekrar girdi, aradı, fakat bulamadılar. Onlar gidince, Hasan Basri Hazretleri:<br /><br />- Ey Habib! Biliyorum ki Rabb'im senin hürmetine beni onlara göstermedi. Fakat yerimi niçin söyledin, hocalık hakkı yok mudur? dedi.<br /><br />Hazreti Habib mahcub bir şekilde:<br /></span><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.800000190734863px; line-height: 18px;">- Ey Üstadım! Sizi bulamamaları benim hürmetime değil, doğru söylediğimizdendir. Çünkü bilirsiniz ki, Doğruların yardımcısı Allah'tır. Eğer yalan söyleseydim, sizi de beni de götürürlerdi, dedi.</span><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgVSwO5iCVfGy7zkKzcfDyndylj1O0luE75GOHTpWzftQwRxnH3NFifwRP3OMXCbuLYhJqC_rEi3RbdsB-rTiHjX4tYDf2Lg9vSV8G06-81xPaluNwQpIaJVVnjZj5cc9vr13jV5HDz/s1600/....jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgVSwO5iCVfGy7zkKzcfDyndylj1O0luE75GOHTpWzftQwRxnH3NFifwRP3OMXCbuLYhJqC_rEi3RbdsB-rTiHjX4tYDf2Lg9vSV8G06-81xPaluNwQpIaJVVnjZj5cc9vr13jV5HDz/s320/....jpg" width="203" /></a></div>
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/13914987820390235992noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4081281381689413260.post-13627328978408866462013-11-23T12:05:00.002-08:002013-11-23T12:05:48.582-08:00Alkolün Vücuda Verdiği Zararlar<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-0c3wTiqtJco/UpEKUPuHBzI/AAAAAAAAAQY/9qJ1pdpFdBM/s1600/i%C3%A7ki.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="280" src="http://4.bp.blogspot.com/-0c3wTiqtJco/UpEKUPuHBzI/AAAAAAAAAQY/9qJ1pdpFdBM/s400/i%C3%A7ki.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
Alkolün Vücuda Verdiği Zararlar Nelerdir? </div>
<div style="text-align: center;">
Alkol insan sağlığını ve toplum düzenini çok ciddi olarak bozmakta ve insan sağlığı üzerinde geri dönülmez hasarlara neden olmaktadır.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Alkolün en fazla tahribata neden olduğu organ beyindir. Alkolün doğrudan etkisi mantıklı düşünme, karar verme ve hareket etme yeteneklerini bozmasıdır. Bu etkiler, alkol alımının hemen ardından görülür ve ciddi kazalar, yaralanmalar ve hatta ölümlere neden olmaktadır. Alkol hafızayı zayıflatır. Alkol beyin hücrelerini öldürdüğü için zamanla beyin küçülür... Erken yaşlanma ve bunamaya yol açar.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Alkol kullanan kişilerde uyku bozuklukları ve uzun süre uyusalar bile yorgun kalkma şikayetleri sık görülür.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Göze giden görme sinirlerinde tahribata neden olarak, zamanla körlüğe kadar varabilecek hasarlara neden olur.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Mide ve yemek borusunu tahriş eder. Gastrit ve ülser oluşumuna yol açar. Vitaminlerin ve diğer besin maddelerinin vücut tarafından emilmesine engel olur. Vücut direnci ve sağlığı bozulur.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Baş ağrısı ve ağız kuruluğu yapar. Vücudun aşırı su kaybetmesine neden olur.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Kanser riskini çok büyük oranda arttıran alkol, yemek borusu, gırtlak, mide ve pankreas kanserlerinin en önemli nedenlerinden biridir.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Kadınlarda adet düzensizliği, erkeklerde iktidarsızlık yani sertleşme sorunları ve anne karnındaki bebeklerde de çok ciddi fiziksel ve zihinsel bozukluklara yol açar.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Kalp hastalıklarına neden olur. Kalpte ritim bozukluğu, kalp yetmezliği gibi sorunlara yol açmasının dışında damar kireçlenmesine de neden olmaktadır. Alkolü az miktarlarda alanlarda da kalp ve damar hastalıkları riski artmaktadır.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Yaralanmalarda, kanın pıhtılaşmasını önlediği için, ciddi kan kaybına yol açar.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Alkol donmayı hızlandırır. Alkol alan kişi vücudunda yalancı bir sıcaklık hisseder, oysaki bu, vücudun hızla ısı kaybettiğinin işaretidir...</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Karaciğeri harabeder.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Alkol, diğer uyuşturucuların etkisini arttırdığı için alkol ile uyuşturucuyu aynı anda kullanan kişilerde çok tehlikeli sonuçlara yol açmaktadır.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Ayrıca, tedavi amacıyla kullanılan tıbbi ilaçlarla birlikte alkol kesinlikle kullanılmamalıdır.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Evet, alkolün azı da çoğu da vücuda çok ciddi zararlar verir. Bu nedenle, insan hem kendine hem de sevdiklerine bu kötülüğü yapmamalıdır...</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/15007382329006854675noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4081281381689413260.post-87908148858697287762013-11-23T09:21:00.003-08:002013-11-23T09:27:16.545-08:00zekat ile ilgili ayetler ve hadisler<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-YRSktI3pa9s/UpDj95xaycI/AAAAAAAAAP8/4mtEP_ihOq8/s1600/ibrahim-ozdabak-zekat.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="285" src="http://3.bp.blogspot.com/-YRSktI3pa9s/UpDj95xaycI/AAAAAAAAAP8/4mtEP_ihOq8/s400/ibrahim-ozdabak-zekat.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
zekat ile ilgili ayetler ve hadisler</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
zekat ile ilgili ayetler </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Bakara / 110 Namazı kılın, zekâtı verin, önceden kendiniz için yaptığınız her iyiliği Allah'ın katında bulacaksınız Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı noksansız görür</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Bakara / 254 Ey iman edenler! Kendisinde artık alış-veriş, dostluk ve kayırma bulunmayan gün (kıyamet) gelmeden önce, size verdiğimiz rızıktan hayır yolunda harcayın Gerçekleri inkâr edenler elbette zalimlerdir</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Bakara / 267 Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık olarak yerden size çıkardıklarımızdan hayra harcayın Size verilse, gözünüzü yummadan alamayacağınız kötü malı, hayır diye vermeye kalkışmayın Biliniz ki Allah zengindir, övgüye lâyıktır</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Rum / 39 İnsanların mallarında artış olsun diye verdiğiniz herhangi bir faiz, Allah katında artmaz Allah'ın rızasını isteyerek verdiğiniz zekâta gelince, işte zekât veren o kimseler, evet onlar (sevaplarını ve mallarını) kat kat arttıranlardır</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Tevbe / 60 Sadakalar (zekâtlar) Allah'tan bir farz olarak ancak, yoksullara, düşkünlere, (zekât toplayan) memurlara, gönülleri (İslâm'a) ısındırılacak olanlara, (hürriyetlerini satın almaya çalışan) kölelere, borçlulara, Allah yolunda çalışıp cihad edenlere, yolcuya mahsustur Allah pek iyi bilendir, hikmet sahibidir</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Tevbe / 79-80 Sadakalar hususunda, müminlerden gönüllü verenleri ve güçlerinin yettiğinden başkasını bulamayanları çekiştirip onlarla alay edenler var ya, Allah işte onları maskaraya çevirmiştir Ve onlar için elem verici azap vardır (Ey Muhammed!) Onlar için ister af dile, ister dileme; onlar için yetmiş kez af dilesen de Allah onları asla affetmeyecek Bu, onların Allah ve Resûlünü inkâr etmelerinden ötürüdür Allah fâsıklar topluluğunu hidayete erdirmez.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-6EL5aGelgOg/UpDlYCJqzQI/AAAAAAAAAQI/aPWEhwpx3Qc/s1600/_zekat_zakat_herodevyapilir_hayalkatibi.com_herodevyapilir.com_20131023-181551.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="228" src="http://4.bp.blogspot.com/-6EL5aGelgOg/UpDlYCJqzQI/AAAAAAAAAQI/aPWEhwpx3Qc/s400/_zekat_zakat_herodevyapilir_hayalkatibi.com_herodevyapilir.com_20131023-181551.jpg" width="400" /></a></div>
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
zekat ile ilgili hadisler</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
“Kim malının zekâtını sevab umarak verirse, ona sevap verilir Kim de zekâtını vermezse biz zekâtı ve malın yarısını (cezâlı olarak, zorla) alırız Bu, Rabbimizin kesin kararlarından biridir Al-i Muhammed’e ondan bir hak yoktur”</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
“Hz Abbâs (radıyallâhu anhüm ), Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)’a hayırda acele etmek maksadıyla daha senesi dolmadan, erken vakitte zekâtın verilmesi husüsunda sormuştu Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) bu hususta ona müsâade etti”</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Resulullah (sav) buyurdular ki: "İslam'da ne (zekatı) ayağa getirme, ne (zekat için) uzağa gitme, ne de şiğar (mehre bedel nikahlama) vardır."</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Hz. Peygamber (sav) buyurdular ki: "Sizi (ticari olmayan) atın ve kölenin zekatından affettim, öyle ise gümüş paralannızın zekatını verin. Bunun her kırk dirhemine bir dirhem vereceksiniz. Ancak yüz doksan dirheme zekat düşmez, ikiyüz dirheme ulaştı mı beş dirhem verilecektir."</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Sen, Ehlikitap olan bir topluma gidiyorsun. Onları davet edeceğin ilk şey, Allaha ibadettir.Onu bilip anladıklarında, Allahın günde beş vakit namazı farz kıldığını bildir.Bunu kabul edip uygulamaya başladıklarında, Allahın, onlara, mallarından, zenginlerden alınıp, fakirlere verilecek olan zekâtı farz kıldığını bildir.Zekât alırken, halkın gözünde kıymetli olan mallarından uzak dur.Zulme uğrayanın bedduasından da kaçın. Çünkü, onun bedduası ile Allah arasında hiçbir perde yoktur </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Kıyamet gününde, fakirlerden dolayı zenginlerin vay hâline! Çünkü onlar şöyle diyecekler:Ey Rabbimiz! Bu zenginler bize haksızlık ettiler. Senin, bizim için onlara farz kıldığın hakkımızı vermediler.Allah teâlâ da şöyle diyecektir:</div>
<div style="text-align: center;">
İzzetim ve Celâlim hakkı için, sizi yaklaştıracağım, onları uzaklaştıracağım </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Gerçek fakir, bir veya iki lokma, ya da bir veya iki hurma ile baştan savulan değildir, asıl fakir, ihtiyacını giderecek bir şey bulamayan, kendisine sadaka verilmesinin zarureti bilinmeyen ve kalkıp insanlardan da dilenmeyen kimsedir </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Allah Resûlü bize fitre sadakasını zekât âyeti inmeden önce emretmiştir. Zekât emri geldikten sonra, onu vermemizi bize ne emretti, ne de yasakladı. Ama biz gene de veriyorduk </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Sadaka, Rabbin öfkesini söndürür ve kötü ölüme engel olur </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Kulların sabaha kavuştuğu hiçbir gün yoktur ki, iki melek inip, biri:Allahım Allah için veren kimsenin verdiği malın yerine daha iyisini ver!</div>
<div style="text-align: center;">
Öbürü: Allahım Vermeyip, elinde tutanın malına telef ver demesinler </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Bir müslüman, sevabını Allahtan umarak çoluk çocuğuna bir harcama yaparsa, bu onun için bir sadaka olur </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Yarım hurma ile de olsa ateşten korunun. Bunu da bulamazsanız, gönül alıcı güzel sözler söyleyin </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Allah için vermekle mal eksilmez.Allah, affeden kulunun şerefini daha da artırır.Allah için tevazu göstereni, Allah daha da yükseltir </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Yüksek el, alçak elden daha hayırlıdır. Bakmaya yükümlü olandan başla. En hayırlı yardım, ihtiyaç dışındakinden verilendir.Kim iffetli davranmak isterse, Allah onu iffetli kılar.Kim insanlardan bir şey beklemezse, Allah onu kimseye muhtaç etmez </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Veren el, en yüksek eldir. Bakmakla yükümlü olduklarından başla: Annen, baban, kız kardeşin, erkek kardeşin, sonra sırasıyla öbür yakınların.</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/15007382329006854675noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4081281381689413260.post-81785213799032360582013-11-22T09:22:00.000-08:002013-11-22T09:22:15.736-08:00Peygamberimizin cömertliğiyle ilgili bir hikaye:<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-PGS1brjpJsY/Uo-SnMH0eDI/AAAAAAAAAPs/TEqMdC-E3H4/s1600/images+(3).jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="294" src="http://4.bp.blogspot.com/-PGS1brjpJsY/Uo-SnMH0eDI/AAAAAAAAAPs/TEqMdC-E3H4/s400/images+(3).jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Peygamberimizin cömertliğiyle ilgili bir hikaye:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Kerem ve cömertlik Peygamberimiz’in tabii özelliğiydi. Bilhassa ramazan aylarında O’nun kerem ve cömertliğine sınır olmazdı.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Bir gün, bir adam, Rasûl-i Ekrem (S.A.V.) mer’ada otlayan keçilerini sayarken gelmiş ve bir kaç keçi istemişti. Rasûl-i Ekrem de ona bütün sürüyü vermişti. Adam sürüyü kabilesine götürdüğünde:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
-Hepiniz müslüman olunuz Muhammed (S.A.V) o kadar cömert ki, fakirlikten hiç korkmuyor, demişti.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Rasûl-i Ekrem (S.A.V) bazen birinden bir şey satın alır, sonra onu yine ona hediye ederdi. Kendilerine bir şey geldimi, derhal onu, başkalarına hediye ederdi. yanlarında bir şey, bir gece kalacak olsa ondan üzüntü duyardı.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Rasûl-i Ekrem (S.A.V)’in Hanımı Ümmü Seleme (Radıyallahu anha validemiz anlatıyor:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Rasûlüllah’ın yüzünde bir değişiklik hissettim. Sebebini sorunca:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
“Dün aldığım yedi dinarı veremedim yanımda kaldı.”, buyurdu.</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/15007382329006854675noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4081281381689413260.post-71806936162271940252013-11-22T07:21:00.004-08:002013-11-22T07:21:28.091-08:00Şeytan Namaza Kaldırdı<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-uA-DMsGZDfU/Uo92WZCWo1I/AAAAAAAAAPc/Pjx1mxLC5Ko/s1600/namaz-ve-nehir-yazisi-resmi-1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="http://4.bp.blogspot.com/-uA-DMsGZDfU/Uo92WZCWo1I/AAAAAAAAAPc/Pjx1mxLC5Ko/s400/namaz-ve-nehir-yazisi-resmi-1.jpg" width="321" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Şeytan Namaza Kaldırdı</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Sultan-ül Arifin Bayezid-i Bestami (k.s) Hazretlerini, bir gece uyku bastırıp, sabah namazına uyanamadı.Sabahleyin namazını kaza edip o kadar ağladı ve inledi ki, sonunda kendisine ilham olundu ve şöyle dendi:</div>
<div style="text-align: center;">
-“Ey Bayezid, bu günahını affeyledim.Bu pişmanlık ve ağlamana da, ayrıca yetmiş bin namaz sevabı ihsan eyledim.”</div>
<div style="text-align: center;">
Aradan bir müddet geçtikten sonra onu, yine uyku bastırdı.Şeytan gelip Bayezid-i Bestami (k.s) Hazretleri`nin mübarek ayağından tutarak uyandırdı ve;</div>
<div style="text-align: center;">
-“Kalk namazın geçmek üzeredir.” dedi.Bayezid-i Bestami (k.s) Hazretleri, Şeytan`a;</div>
<div style="text-align: center;">
-“Ey mel`un! Sen hiç böyle yapmazdın.Herkesin namazının geçmesini kazaya kalmasını isterdin.Şimdi nasıl oldu da benin uyandırdın?” buyurunca,Şeytan şu cevabı verdi:</div>
<div style="text-align: center;">
-“Birkaç ay önce sabah namazını kaçırdığında, pişmanlığın ve üzüntün sebebi ile çok ağlayıp inlediğin için affolunmuş idin ve ayrıca yetmiş bin namaz sevabı almıştın.Bu gün, onu düşünerek sadece vaktin namazının sevabına kavuşasın da, yetmiş bin namaz sevabına kavuşamayasın diye seni uyandırdım.” dedi.</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/15007382329006854675noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4081281381689413260.post-59084736544623446042013-11-22T07:06:00.001-08:002013-11-22T07:06:11.284-08:00Cennete Girecek İnsanların VasıflarıCennete Girecek İnsanların Vasıfları<br />
<br />
أَعُوذُ بِاللهِ السَّمِيعِ الْعَلِيمِ مِنَ الشَّيْطاَنِ الرَّجِيمِ مِنْ هَمْزِهِ وَنَفْخِهِ وَنَفْثِهِ<br />
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحمن الرَّحِيم<br />
<br />
1) “İman edenler ve iyi iş yapanlar ise, onları Allah’ın hak vadi olarak, içinde ebediyyen kalacakları, altından ırmaklar akan cennetlere sokacağız. Allah’dan daha doğru sözlü kim vardır?”<br />
Nisa 122<br />
<br />
2) “Erkek olsun, kadın olsun her kim, mü’min olarak iyi işler işlerse, işte böyleleri cennete girerler ve zerrece haksızlığa uğramazlar.”<br />
Nisa 124<br />
<br />
3) “İyi iş yapanlara, daha iyisi ve birde “ziyade” vardır. Onların yüzlerine ne bir toz bulaşır, ne de zillet. İşte asıl cennet ehli bunlardır ve orada daimidirler.”<br />
Yunus 26<br />
<br />
4) “Rabbınızdan gelecek olan mağfirete ve takva sahipleri için hazırlanan genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun.”<br />
Âl-i İmran 133<br />
<br />
5) “Bollukta ve darlıkta, Allah yolunda sarf eden, kinlerini içinde tutan ve insanların kusurlarını bağışlayan kimselerdir.”<br />
Âl-i İmran 134<br />
<br />
6) “Çirkin bir kötülük işlediklerinde yahut kendilerine zulmettiklerinde, Allah’ı zikredip günahlarının bağışlanmasını dilerler. Zaten Allah’dan başka günahları kim bağışlar? Keza onlar, yaptıkları kötü işlerde, direnmezler.”<br />
Âl-i İmran 135<br />
<br />
7) “Rabb’ları da onların bu dualarına icabet eder ki: Ben içinizden erkek olsun, kadın olsun, hiçbir amel sahibinin amelini asla zayi etmem; birbirinizdensiniz. Hicret edenlerin, ülkelerinden sürülüp çıkarılanların, benim yolumda eziyet çekenlerin, savaşanların ve öldürülenlerin Allah katında sevabı olarak, kusurlarını mutlaka örteceğim ve onları, altından ırmaklar akan cennetlere sokacağım. Mükâfatın en güzeli Allah katındadır.”<br />
Âl-i İmran 195<br />
<br />
8) “Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da kendi üzerine vadedilmiş bir borç olmak üzere Allah, Allah yolunda dövüşüp öldüren mü’minlerden, cennet kendilerinin olmak şartıyla canlarını ve mallarını satın almıştır. Allah’dan daha çok kim ahdini yerine getirir ki? Bu itibarla yaptığınız bu alış veriş dolayısıyla sevinin! İşte en büyük kurtuluş budur.”<br />
Tevbe 111<br />
<br />
9) “Oysa Rabb’larından sakınanlar, onlar için Rabb’ları katında bir ikram olmak üzere, içinde daimi kalacakları altından ırmaklar akan cennetler vardır. İyiler için Allah katında mükafat daha hayırlıdır.”<br />
Âl-i İmran 198<br />
<br />
10) “Allah’dan sakınanlar ise, cennetlerde ve pınar başlarındadır.”<br />
Hicr 45<br />
<br />
11) “Allah o sakınanlara şöyle buyurur: “Ey kullarım! Bugün size hiçbir korku yoktur. Mahzun olacaklarda sizler değilsiniz.” Bunlar ayetlerimize iman edenler ve müslüman olanlardır. Onlara denir ki: “Siz ve eşleriniz sevinçli bir halde cennete girin.”<br />
Zuhruf 68, 69, 70<br />
<br />
12) “...Kim Allah’a ve Rasulüne itaat ederse, o da onu içinde daimi kalacağı altından ırmaklar akan cennetlere sokar bu da en büyük kurtuluştur.”<br />
Nisa 13<br />
<br />
13) “...Kim Allah’a ve Rasulüne itaat ederse, Allah onu altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim de yüz çevirirse, ona da çok acı bir şekilde azab eder.”<br />
Fetih 17<br />
<br />
14) “Allah, israiloğullarından da söz almıştı: içlerinden on iki kefil göstermiştik. Allah şöyle demişti: “Ben muhakkak sizinle beraberim. Namazı kıldığınız, zekatı verdiğiniz, rasulüme iman ettiğiniz ve onlara yardımda bulunduğunuz, Allah yolunda güzelce sarf ettiğiniz taktirde, günahlarınızı mutlaka örter ve sizi, altından ırmaklar akan cennetlere sokarım. Fakat sizden her kimde, bundan sonra küfrederse, dosdoğru yoldan sapmış olur.”<br />
Maide 12<br />
<br />
15) “Rasule indirileni dinledikleri zaman da, hakkı öğrenmiş olmalarından dolayı gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün. Derler ki: “Rabbımız! İman ettik, bizi şahitlerle birlikte yaz.”<br />
Maide 83<br />
<br />
16) “Hem, Rabbımızın bizi salih kişilerle birlikte (cennete) sokmasını dileyip dururken neden Allah’a ve hak olarak bize gelen şeylere iman etmeyelim?”<br />
Maide 84<br />
<br />
17) “İşte onların bu söylediklerinden dolayıdır ki, Allah onları, içinde daimi kalacakları altından ırmaklar akan cennetlerle mükâfatlandırmıştır. Zaten iyi davrananların mükâfatı da budur.”<br />
Maide 85<br />
<br />
18) “Göğüslerinde kinden ne varsa çekip almışızdır. Altlarından ırmaklar akar. “Bunun için bize hidayet eden Allah’a hamd olsun. Eğer Allah bize hidayet etmeseydi, kendi başımıza hidayete ermiş olamazdık. Rabbımızın elçileri hakkı getirmişlerdir” derler. Onlar da:”İşte işlemiş olduğunuz ameller sebebiyle size miras olarak verilen cennet budur” diye seslenilir.”<br />
Araf 43<br />
<br />
19) “Muhacirlerden ve Ensarlardan yarışanların öncüleriyle, onlara güzellikle tabi olanlardan Allah razı olmuş, onlarda Allah’dan razı olmuşlardır. Allah onlara, içinde daimi kalacakları altından ırmaklar akan cennetler vaat etmiştir. İşte bu en büyük kurtuluştur.”<br />
Tevbe 100<br />
<br />
20) “…Sabredenler, namazı dosdoğru kılanlar, kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden gizli ve açık verenler ve kötülüğü iyilikle defedenler; işte ahiret yurdunda en güzel akibet bunlar içindir.<br />
Rad 22<br />
<br />
21) “Allah’dan korkanlara vadolunun cennetin sıfatı: altından ırmaklar akar; yiyeceği ve gölgesi daimidir. Bu sakınanların akibetidir...”<br />
Rad 35<br />
<br />
22) “İşte kullarımızdan Allah korkusuna sahip olanları mirasçı kıldığımız cennet budur.”<br />
Meryem 63<br />
<br />
23) “O gün cennet Allah’dan korkanlara yaklaştırılır.”<br />
Şuara90<br />
<br />
24) “Ancak tevbe edenler, inananlar ve iyi iş yapanlar, işte bunlar cennete girecekler ve hiç haksızlığa uğramayacaklardır.”<br />
Meryem 60<br />
<br />
25) “İşte bunlar sabretmeleri dolayısıyla cennette en yüksek derecelerle mükâfatlandırılacaklar ve orada esenlik ve selamet dileğiyle karşılanacaklardır.”<br />
Furkan 75<br />
<br />
26) “Sonra bu kitabı kullarımızdan seçtiğimiz kimselere miras olarak bıraktık. Şu var ki bunların içinde, kendisine zulmeden vardır; mutedil olan vardır ve Allah’ın izniyle hayır işlerinde koşturan vardır. İşte bu miras Allah tan büyük lütuftur.”<br />
Fatır 32<br />
<br />
27) “Bu mirasa konanlar Adn cennetine girerler. Orada altın bilezikler ve incilerle süslenirler. Oradaki elbiseleri de ipektir.”<br />
Fatır 33<br />
<br />
28) “...Amellerinde ihlâs sahibi olan Allah’ın kulları... İşte onlar için belirli bir rızık vardır.”<br />
Saffat 40, 41<br />
<br />
29) “Muhakkak ki Rabbımız Allah’tır, deyip sonra dosdoğru bir istikamet tutturanlar üzerine melekler iner, onlara: korkmayın, üzülmeyin size vadolunan cennetle sevinin, derler.”<br />
Fussilet 30<br />
<br />
30) “Rabbımız Allah’tır diyen, sonra dosdoğru olanlara hiçbir korku yoktur. Mahzun olacak da onlar değildir. Bunlar cennet ehli olup yapmış olduklarına mükâfat olarak, ebedi kalacaklardır.”<br />
Ahkaf 13, 14<br />
<br />
31) “...Allah’a her yönelen, hududuna riayet eden, görmediği halde Rahman’dan korkan ve ihlâslı bir kalp ile gelen sizlere vadolunun cennettir. Oraya selametle girin. Bu, ölümü olmayan ebedilik günüdür.”<br />
Kaf 32, 33, 34<br />
<br />
32) “İman edip de zürriyetlerinin imanda kendilerine tabi oldukları kimselere, zürriyetlerini de katarız. Amellerinden hiçbir şey eksiltmeyiz. Her kişi kendi kazandığıyla tutulur.”<br />
Tur 21<br />
<br />
33) “Şüphesiz takva sahipleri de, cennetlerde, aydınlık içinde, kudret sahibi hükümdarların katında hoşnut olacak bir yerdedirler.”<br />
Kamer 54, 55<br />
<br />
34) “Allah’ın taatında öne geçenler, onun rahmetinde de önde olanlardır. İşte bunlar nimet cennetinde Rabları katında gözde olanlardır.”<br />
Vakıa 10, 11, 12<br />
<br />
35) “Ey insanlar! Rabbınızdan bir mağfirete ve genişliği gök ve yerin genişliği olup, Allah’a ve Rasulüne iman edenler için hazırlanan cennete kavuşmak için yarış edin. Bu Allah’ın dilediğine vermek istediği bir lütuftur. Allah büyük lütuf sahibidir.”<br />
Hadid 21<br />
<br />
36) “Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir kavmin babaları yahut oğulları yahut kardeşleri yahut ta akrabaları bile olsalar Allah’a ve Rasulüne karşı gelen kimselere sevgi beslediklerini göremezsin. İşte bunlar Allah’ın kalplerine iman yazdığı ve kendinden bir ruh ile kuvvetlendirdiği kimselerdir. Onları içinde ebediyen kalacakları, altından ırmaklar akan cennetlere sokacaktır. İşte bunlarda Allah taraftarı olanlardır. Allah onlardan razı olmuştur, onlarda Allah’dan razı olmuşlardır. Haberiniz olsun ki asıl kurtuluşa erenlerde şüphesiz, Allah taraftarlarıdır.”<br />
Mücadele 22<br />
<br />
37) “Ancak meymenetli olanlar cennetlerde suçlulara “sizi cehennem azabına sürükleyen nedir?” diye sorarlar.”<br />
Müddessir 39, 40, 41, 42<br />
<br />
38) “Kitabı sağından verilen alın kitabımı okuyun ben zaten hesabıma kavuşacağımı anlamıştım der.”<br />
Hakka 19, 20<br />
<br />
39) “Ancak namazlarına devam edenler, mallarında, isteyene ve iffeti dolayısıyla istemeyip ondan mahrum kalana belirli bir hak tanıyanlar, din gününü tasdik edenler, Rablarının azabından korkanlar zira Rablarının azabından emin olunmaz.<br />
Eşleri yahut elleri altında bulunan cariyeler dışındakilere karşı mahrem yerlerini koruyanlar zira eşler ve cariyeler kınanmazlar; fakat bundan ötesini arayanlar, asıl haddi aşanlardır emanetlerini ve ahitlerini yerine getirenler, şahitliklerini dosdoğru yapanlar ve namazlarını koruyanlar böyle değildir. Bunlar cennetlerde ikram olunacak kimselerdir.”<br />
Mearic 22-35<br />
<br />
40) “Kendilerine vacip kıldığımız adağı yerine getirirler; kötülüğü yaygınlaşmış olan bir günden korkarlar. İçlerinin çekmesine rağmen, yiyeceklerini yoksula, yetime ve esire yedirirler. “Biz sizi sırf Allah rızası için doyuruyoruz, sizden bir karşılık ve teşekkür istemiyoruz. Biz yüzleri asıklaştıracak olar bir günde Rabbımızdan korkarız” derler. Allah’da onları bugünün şerrinden korur ve yüzlerine parlaklık kalplerine de neşe verir.”<br />
İnsan 7, 8, 9, 10, 11<br />
<br />
41) “İman edenler ve güzel işler yapanlarla, huzû ve huşu içinde Rablarına boyun eğenler ise, işte asıl cennet ehli bunlardır ve orada daimidirler.”<br />
Hud 23<br />
<br />
42) “Kendileri hakkında bizden güzel söz yazılmış olanlar ise, cehennemden uzak tutulacak olanlardır.”<br />
Enbiya101<br />
<br />
43) “Onlar cehennemin uğultusunu bile işitmezler. Canlarının istediği şey içinde ebedidirler.”<br />
Enbiya 102<br />
<br />
Cennetin Çeşitleri<br />
<br />
1) Adn Cennetleri<br />
<br />
Allah, mü’min erkek ve mü’min kadınlara içinde daimi kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler, Adn cennetlerinde güzel meskenler vadetmiştir. Allah’ın hoşnutluğu ise, çok daha büyüktür. İşte en büyük kurtuluş da budur.”<br />
Tevbe 72<br />
<br />
O girdikleri yer Adn cennetleridir ki altlarından ırmaklar akar. Onlar için orada diledikleri her şey vardır...”<br />
Nahl 31<br />
<br />
Onların iyi amel işleyen atalarının, zevcelerinin ve çocuklarının girecekleri Adn cennetleridir. Orada meleklerde her kapıdan yanlarına girerler.”<br />
Rad 23<br />
<br />
İşte böyleleri için, altından ırmaklar akan Adn cennetleri vardır. Orada altın bilezik takınırlar; sedirler üzerinde oturmuş oldukları halde, ince ve kalın ipekten yeşil bir elbise giyerler. Ne güzel sevab ve ne güzel dayanak.”<br />
Kehf 31<br />
<br />
Onların girecekleri bu cennet) Adn cennetleri olup, Rahman’ın, kullarına gaybdeki vadidir. Onun vadi mutlaka yerine gelir.”<br />
Meryem 61<br />
<br />
Orada boş söz değil, ancak selam işitirler. Sabah akşam rızıklarını da orada hazır bulurlar.”<br />
Meryem 62<br />
<br />
İçinde daimi kalacakları, altından ırmaklar akan Adn cennetleri vardır. Bu temizlenenlerin mükâfatıdır.”<br />
Ta-Ha 76<br />
<br />
Bu mirasa konanlar Adn cennetine girerler. Orada altın bilezikler ve incilerle süslenirler. Oradaki elbiseleri de ipektir.”<br />
Fatır 33<br />
<br />
O da kendileri için kapıları açılmış Adn cennetleridir.”<br />
Sad 50<br />
<br />
Sizin için günahınızı bağışlar; sizi altından ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki hoşa gidecek meskenlere sokar. İşte bu büyük kurtuluştur.”<br />
Saf 12<br />
<br />
“Rabbımız! Onları, atalarından, eşlerinden ve soylarından iyi olanları, kendilerine vadettiğin Adn cennetlerine koy. Şüphe yoktur ki daima galip olan, hikmet sahibi olan sensin.”<br />
Mü’min 8<br />
<br />
Bunların Rabları katındaki mükâfatları, içinde ebediyen kalacakları altından ırmaklar akan Adn cennetleridir. Allah, onlardan hoşnut olmuştur; onlarda Allah’dan hoşnut olmuşlardır. Bu mükâfat Rabbından korkan kimseler içindir.”<br />
Beyyine 8<br />
<br />
2) Nimet Cennetleri<br />
<br />
1) “İman edenler ve iyi amel işleyenler ise, imanlarına karşılık Rabları onları, kendilerini altından ırmaklar akan nimet cennetlerine götürecek olan doğru yola iletir.”<br />
Yunus 9<br />
<br />
2) “Oradaki duaları: “Allah’ım, seni tenzih ederiz” oradaki temennileri “selam” ve son duaları da “hamd âlemlerin Rabbı Allah’a mahsustur” sözleridir.”<br />
Yunus 10<br />
<br />
3) “İşte o gün hükümranlık yalnız Allah’a mahsustur; aralarında o hüküm verir. İman edenler ve iyi iş işleyenler nimet cennetlerindedir.”<br />
Hacc 56<br />
<br />
4) “Beni nimet cennetlerinin varislerinden kıl.”<br />
Şuara 85<br />
<br />
5) “İman edenler ve salih amel işleyenler için nimet cennetleri vardır.”<br />
Lokman 8<br />
<br />
6) “...Amellerinde ihlâs sahibi olan Allah’ın kulları... İşte onlar için belirli bir rızık meyveler vardır. Onlar nimet cennetlerinde, karşılıklı sedirler üzerinde ikram olunurlar.”<br />
Saffat40, 41, 42, 43, 44<br />
<br />
7) “Allah’ın taatında öne geçenler, onun rahmetinde de önde olanlardır. İşte bunlar nimet cennetinde Rabları katında gözde olanlardır.”<br />
Vakıa 10, 11, 12<br />
<br />
8) “Eğer ölen kişi, Allah’a yaklaştırılanlardan ise o, rahatlık, bol rızık ve nimet cennetindedir.”<br />
Vakıa 88, 89<br />
<br />
9) “Neden şu kâfirler sağdan soldan grup grup sana doğru koşturup geliyorlar. Onların her biri, nimet cennetine mi sokulacağını ümit ediyorlar?”<br />
Mearic 36, 37, 38<br />
<br />
10) “İyiler şüphesiz nimet cennetlerindedirler.”<br />
İnfitar 13<br />
<br />
11) “Şüphe yoktur ki iyiler, nimet cennetinde ve sedirler üzerinde nimetleri seyrederler. Onları yüzlerindeki nimet pırıltısından tanırsın.”<br />
Mutaffifîn 22, 23, 24<br />
<br />
3) Firdevs Cennetleri<br />
<br />
1) “İman eden ve salih amel işleyenler için kalacakları firdevs cennetleri vardır.”<br />
Kehf 107<br />
<br />
2) “Orada daimidirler. Oradan hiç ayrılmak istemezler.”<br />
Kehf 108<br />
<br />
3) “Ve bunlar (mü’minler) Firdevs cennetlerine varis olacaklar ve orada ebedi kalacaklardır.”<br />
Mü’minun 11<br />
<br />
4) Me’va Cennetleri<br />
<br />
1) “İman edip de, iyi iş yapanlara gelince, onlar için yaptıklarına karşılık me’va cennetleri vardır.”<br />
Secde 19<br />
<br />
2) “Andolsun onu, önceden bir defa daha görmüştü. Sidretü’l-Müntehanın yanında. Cennetü’l-Me’va’da onun yanındadır.”<br />
Necm 13, 14, 15<br />
<br />
5) İki Cennet<br />
<br />
1) “Rabbının makamından korkanlara iki cennet vardır. Her ikisi de çeşit çeşit ağaçlara ve meyvelere sahiptir. Her iki cennette de akıp giden iki pınar vardır. Her ikisinde de her çeşit meyveden çift çift vardır. Astarları atlastan yataklara dayanırlar. Her iki cennetinde toplanacak meyveleri çok yakındır.”<br />
Rahman 46, 48, 50, 52, 54<br />
<br />
2) “O cennetlerde bakışlarını yalnız kocalarına çeviren, onlardan önce hiçbir insanın ve cinnin dokunmadığı kadınlar vardır. Sanki onlar yakut ve mercan gibidirler. İyiliğin karşılığı iyiliktir.”<br />
Rahman 56-58-60<br />
<br />
6) İki Cennet Daha<br />
<br />
1) “Bu iki cennetten başka iki cennet daha vardır. Hem de bu iki cennet koyu yeşildir. Her ikisinde de fışkıran iki pınar vardır.”<br />
Rahman 62, 64, 66<br />
<br />
2) “Her ikisinde de çeşit çeşit meyveler, hurma ve nar vardır. her ikisinde de güzel huylu kadınlar vardır. O kadınlar ceylan gözlü olup çadırlara hasredilmişlerdir. Onlara daha önce ne bir insan, nede bir cin dokunmuştur. Cennette yeşil yastıklara ve son derece güzel döşeklere yaslanırlar.”<br />
Rahman 68, 70, 72, 74, 76<br />
<br />
Cennetin Nimetleri ve Özellikleri<br />
<br />
1) “Rabbınızdan gelecek olan mağfirete ve takva sahipleri için hazırlanan genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun.”<br />
Âl-i İmran 133<br />
<br />
2) “Hâlbuki kitab ehli, iman etmiş ve sakınmış olsalardı, onların kötülüklerini örter, onları nimeti bol olan cennetlere sokardık.”<br />
Maide 65<br />
<br />
3) “Ey insanlar! Rabbınızdan bir mağfirete ve genişliği gök ve yerin genişliği olup, Allah’a ve Rasulüne iman edenler için hazırlanan cennete kavuşmak için yarış edin. Bu Allah’ın dilediğine vermek istediği bir lütuftur. Allah büyük lütuf sahibidir.”<br />
Hadid 21<br />
<br />
4) “Allah’dan sakınanlar ise, cennetlerde ve pınar başlarındadır.”<br />
Hicr 45<br />
<br />
5) “Onlara selametle ve güven içinde oraya girin denir.”<br />
Hicr 46<br />
<br />
6) “Göğüslerindeki kini çıkarıp attık. Birbirinin kardeşleri olarak karşılıklı sedirler üzerindedirler.”<br />
Hicr 47<br />
<br />
7) “Orada onlara hiçbir güçlük dokunmaz. Oradan çıkarılacak da değillerdir.”<br />
Hicr 48<br />
<br />
8) “Cennette sana ne acıkma vardır, ne de çıplak kalma.”<br />
Ta-Ha 118<br />
<br />
9) “Orada ne susarsın, ne de güneş altında kalırsın.”<br />
Ta-Ha 119<br />
<br />
10) “De ki: Şimdi bu mu hayırlıdır, yoksa Allah’dan sakınanlara vadolunan ve onlar için bir mükâfat ve varılacak yer olan ebedi cennet mi?”<br />
Furkan 15<br />
<br />
11) “Orada diledikleri her şey, ebedi oldukları halde Rabbının kendisinden istenen bir vadi olarak onlarındır.”<br />
Furkan 16<br />
<br />
12) “Cennet ehlinin ise, o gün kalacakları yer daha hayırlı, dinlenecekleri mekân daha güzeldir.”<br />
Furkan 24<br />
<br />
13) “Orada ebedidirler; kalınacak ne güzel bir yer ve makam!”<br />
Furkan 76<br />
<br />
14) “İman edenler ve salih amel işleyenler cennet bahçelerinde neşelenirler.”<br />
Rum 15<br />
<br />
15) “Bu mirasa konanlar Adn cennetine girerler. Orada altın bilezikler ve incilerle süslenirler. Oradaki elbiseleri de ipektir.”<br />
Fatır 33<br />
<br />
16) “Derler ki: “Korkuyu bizden gideren Allah’a hamd olsun. Şüphe yoktur ki Rabbimiz çok bağışlayıcıdır; çok ihsan edicidir.”<br />
Fatır 34<br />
<br />
17) “Çünkü lütfu ile bizi temelli kalınacak olan cennete yerleştirecek olan O’dur. Bize arada ne bir yorgunluk dokunur, ne de bir usanç gelir.”<br />
Fatır 35<br />
<br />
18) “O gün cennet ehli zevk ile meşguldür.”<br />
Yasin 55<br />
<br />
19) “Onlar ve eşleri gölgeliklerde, süslü sedirler üzerinde yaslanmışlardır.”<br />
Yasin 56<br />
<br />
20) “Orada onlar için meyvalar vardır; onlar için istedikleri her şey vardır.”<br />
Yasin 57<br />
<br />
21) “Bir de, çok merhametli olan Rab’dan sözlü selam...”<br />
Yasin 58<br />
<br />
22) “Aralarında, içenlere lezzet veren, bembeyaz kaynaktan doldurulmuş kadehler dolaştırılır. O ne baş ağrısı verir, ne de ondan sarhoş olurlar.”<br />
Saffat 45, 46, 47<br />
<br />
23) “Yanlarında da, sanki hiç el değmemiş yumurta renginde, gözlerini yalnız kendilerine çevirmiş güzel gözlü eşler vardır.”<br />
Saffat 48, 49<br />
<br />
24) “Orada sedirlere yaslanmış olarak çeşitli meyveler ve içecekler isterler.”<br />
Sad 51<br />
<br />
25) “Yanlarında, gözlerini çevirmiş yaşıt olan kadınlar vardır.”<br />
Sad 52<br />
<br />
26) “İşte bu, hesap günü için size vadolunandır.”<br />
Sad 53<br />
<br />
26) “Şüphesiz ki bunlar tükenişi olmayan rızıklardır.”<br />
Sad 54<br />
<br />
27) “Rabları onlara, kendi katından bir rahmet, bir hoşnudluk ve içinde hiç tükenmeyecek nimetler bulunan cennetler müjdelemektedir.”<br />
Tevbe 21<br />
<br />
28) “Orada daimi ve ebedidirler. Şüphesiz en büyük mükâfat Allah katındadır.”<br />
Tevbe 22<br />
<br />
29) “Fakat Rablarından korkanlar için, cennette altından ırmaklar akan kat kat inşa edilmiş odalar vardır.”<br />
Zümer 20<br />
<br />
30) “Kim bir kötülük işlerse, ancak misliyle cezalandırılır. Erkek veya kadın, mü’min olarak, kim de bir iyilik işlerse, işte bunlar, içinde hesapsız rızıklanacakları cennete girer.”<br />
Mü’min 40<br />
<br />
31) “Zalimleri, işledikleri şeylerin azabından korkan kimseler olarak görürsün ki, bu mutlaka onların başına gelecektir. İman edenler ve salih amel işleyenler ise cennet bahçelerindedirler. Onlar için Rabları katında diledikleri her şey vardır. Bu büyük bir lütuftur.”<br />
Şura 22<br />
<br />
32) “Önlerinde altın kadehler ve tepsiler dolaştırılır. İçlerinde nefislerinin çektiği, canlarının ve gözlerinin hoşlandığı her şey vardır. Siz orada ebedisiniz.”<br />
Zuhruf 7<br />
<br />
33) “Yapmış olduklarınıza karşılık size miras bırakılan cennet işte budur. Sizin için orada yiyeceğiniz pek çok meyveler vardır.”<br />
Zuhruf 72, 73<br />
<br />
34) “Allah’dan korkanlara vadolunan ve içinde tadı ve kokusu değişmeyen sudan, tadı bozulmayan sütten, içenlere lezzet veren şaraptan ve süzme baldan ırmaklar, her çeşit ve Rablarından mağfiret bulunan cennetteki bir kimse, ateşte daimi olan, kaynar su içirilip de bağırsakları parça parça dökülen kimse gibi midir?”<br />
Muhammed 15<br />
<br />
35) “Orada diledikleri her şey vardır; yanımızda da fazlası.”<br />
Kaf 35<br />
<br />
36) “Allah’dan sakınanlarda, Rablarının kendilerine verdikleriyle ve kendilerini cehennem azabından koruması sebebiyle sevinçli bir halde cennetlerde ve nimetler içindedirler.”<br />
Tur 17, 18<br />
<br />
37) “Onlara denir ki: “Dünyada işlemiş olduklarınıza karşılık sıra sıra dizilmiş olan sedirlere dayanmış olduğuz halde afiyetle yeyin ve için. ”Ayrıca onları hûrıiyn ile evlendiririz.”<br />
Tur 19, 20<br />
<br />
38) “İman edip de zürriyetlerinin imanda kendilerine tabi oldukları kimselere, zürriyetlerini de katarız. Amellerinden hiçbir şey eksiltmeyiz. Her kişi kendi kazandığıyla tutulur.<br />
Tur 21<br />
<br />
39) “Onlara canlarının çektiği şeylerden meyve ve eti bol bol veririz.”<br />
Tur 22<br />
<br />
40) “Orada bir kadeh çekiştirirler ki, bunda ne bir saçmalık ve ne de günah vardır.”<br />
Tur 23<br />
<br />
41) “Etraflarında kendilerine has dizilmiş inciler gibi gılmanlar dolaşır. Birbirlerine dönüp sorarlar.”<br />
Tur 24, 25<br />
<br />
42) “Derler ki: Önceden biz kendi ailemiz içinde geleceğimizden korkardık. Fakat Allah bize lütfetti ve kavurucu ateşin azabından bizi korudu. Biz önceden de ona ibadet ederdik. Çünkü o ihsanı boldur; çok merhametlidir.”<br />
Tur 26, 27, 28<br />
<br />
43) “Bunların çoğu evvelkilerden, azıda sonrakilerden olup mücevherlerle örülmüş sedirler üzerinde karşılıklı yaslanmışlardır.”<br />
Vakıa 13, 14, 15, 16<br />
<br />
44) “Ölümsüzlüğe erişmiş gençler, baş ağrısı vermeyen şarap kaynağından doldurulmuş testiler, ibrikler, kadehler, beğenecekleri meyveler ve arzu ettikleri kuş etleriyle çevrelerinde dolaşırlar.”<br />
Vakıa 17, 18, 19, 20, 21<br />
<br />
45) “Dünyada iken işlemiş oldukları iyi amellerine mükâfat olmak üzere, saklı kalmış inciler gibi iri gözlü huriler onlarındır.”<br />
Vakıa 22, 23, 24<br />
<br />
46) “Orada “selam selam” sözünden başka ne boş nede günaha sokacak bir söz işitirler. O meymenetli olanlar, ne mutludur o meymenetliler.”<br />
Vakıa 25, 26, 27<br />
<br />
47) “Onlar dikensiz sedir ağaçlarının, dalları meyve dolu muz ağaçlarının, uzanmış gölgelerin, akıp duran suların, arkası kesilmeyen ve yasaklanmayan pek çok meyvenin bulunduğu cennetlerde, yükseltilmiş döşeklerdedir.”<br />
Vakıa 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34<br />
<br />
48) “Biz oradaki kadınları meymenetliler için yeniden hazırladık. Onları bakire ve eşlerine sevgiyle bağlı yaşıtlar kıldık.”<br />
Vakıa 35, 36, 37, 38<br />
<br />
49) “Artık o meyveleri kolayca toplanabilecek yüksek bir bahçede hoşnut edici bir yaşayış içindedir. Geçmiş günlerde yaptıklarınıza karşılık afiyetle yeyin ve için.”<br />
Hakka 21, 22, 23, 24<br />
<br />
50) “İyiler ise karışımı kâfur olan bir tastan içerler. O kâfur bir pınardır ki, onu diledikleri yere fışkırtıp akıtan Allah’ın kulları içerler.”<br />
İnsan 5, 6<br />
<br />
51) “Sabretmiş olmaları dolayısıyla onları cennetle ve ipekle mükâfatlandırır.”<br />
İnsan 12<br />
<br />
52) “Cennette sedirlere yaslanmış olarak, ne yakıcı güneş görürler; nede dondurucu soğuk.”<br />
İnsan 13<br />
<br />
53) “Ağaçların gölgeleri üzerlerine yaklaşmış, meyvelerini toplamak kolaylaştırılmıştır.”<br />
İnsan 14<br />
<br />
54) “Çevrelerinde gümüşten kaplar ve billur kâseler dolaştırılır. Gümüşten yapılmış billurlardır ki, onları ölçülü bir şekilde dolaştırırlar.”<br />
İnsan 15, 16<br />
<br />
55) “Orada karışımı zencebil olan bir kâseden içirilirler. O da cennette bir pınardır ki ona selsebil denir.”<br />
İnsan 17, 18<br />
<br />
56) “Çevrelerinde ebedileşmiş gençler dolaşırlar; onları gördüğün zaman saçılmış inci sanırsın. Zaten cennette neye baksan bir nimet ve büyük bir mülk görürsün.”<br />
İnsan 19, 20<br />
<br />
57) “Üzerinde yeşil ipekten ince ve kalın elbiseler vardır. Gümüş bilezik takınmışlardır; Rabları onlara tertemiz bir içki içirir.”<br />
İnsan 21<br />
<br />
58) “Onlara denir ki: “İşte bu sizin mükâfatınızdır. Dünyadaki çalışmalarınız şükre değer bulunmuştur.”<br />
İnsan 22<br />
<br />
59) “Onlara “dünyada işlemiş olduklarınıza karşılık afiyetle yeyin ve için” denir. Biz iyilik edenleri, şüphesiz böyle mükâfatlandırırız.”<br />
Mürselat 43, 44<br />
<br />
60) “Allah’dan korkanlar için ise; kurtuluş vardır; bahçeler, bağlar, göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar, dolu dolu kadehler vardır. Orada boş ve yalan söz işitmezler. Bunların hepside Rabbınızdan, yeter bir bağış olmak üzere mükâfat olarak verilir.”<br />
Nebe 31, 32, 33, 34, 35, 36<br />
<br />
61) “Şüphe yoktur ki iyiler, nimet cennetinde ve sedirler üzerinde nimetleri seyrederler.”<br />
Mutaffifîn 22, 23<br />
<br />
62) “Onları yüzlerindeki nimet pırıltısından tanırsın.”<br />
Mutaffifîn 24<br />
<br />
63) “Onlara, bitimi misk kokan, mühürlü halis bir şarap içirilir. Yarışanlar işte bunun için yarışsınlar.”<br />
Mutaffifîn 25, 26<br />
<br />
64) “Bu şarabın karışımı, cennette gözdelerin içtiği yukarıdan akan bir kaynaktır.”<br />
Mutaffifîn 27, 28<br />
<br />
65) “Yüzler vardır, o gün pırıl pırıl.”<br />
Ğaşiye 8<br />
<br />
67) “Dünyadaki amelleri dolayısıyla hoşnuttur.”<br />
Ğaşiye 9<br />
<br />
68) “Cennette yüksek derecelerdedir.”<br />
Ğaşiye 10<br />
<br />
69) “Orada boş söz işitmezler. Orada akan kaynaklar vardır.”<br />
Ğaşiye 11, 12<br />
<br />
70) “Yüksek sedirler, önlerine konmuş kaplar, sıra sıra yastıklar ve serilmiş halılar varıdır.”<br />
Ğaşiye 13, 14, 15, 16<br />
<br />
Cennetlerin Altından Irmaklar Akar<br />
<br />
1) “İman edenlere ve iyi iş işleyenlere müjdele ki, onlara altından nehirler akan cennetler vardır. Orada her defasında kendilerine rızık olarak bir meyve verilişinde “bu daha önce bize verilmiş olan meyve” diyecekler. Onlara birbirinin benzeri verilecek. Onların tertemiz eşleri bulunacak ve orada ebedi kalacaklar.”<br />
Bakara 25<br />
<br />
2) “De ki: Size bunlardan daha hayırlısını haber vereyim mi? Takvaya erenler için, altından ırmaklar akan cennetler vardır. Orada devamlı kalacaklardır. Tertemiz eşler ve Allah’ın rızası vardır ve Allah kullarını hakkıyla görendir.”<br />
Âl-i İmran 15<br />
<br />
3) “İşte böyle olanların mükâfatları, Rabb’ları tarafından bağışlanmak ve altlarından ırmaklar akan daimi kalacakları cennetlerdir. Böyle amel edenlerin mükâfatı ne güzeldir.”<br />
Âl-i İmran 136<br />
<br />
4) “İman edenlere ve iyi iş işleyenlere ise, onları, altından ırmaklar akan, içinde daimi kalacakları cennetlere sokacağız. Onlar için orada tertemiz eşler vardır. Onları koyu gölgeliklere sokacağız.”<br />
Nisa 57<br />
<br />
5) “Allah dedi ki: İşte bugün doğrulara doğruluklarının fayda sağlayacağı gündür. Onlar için içinde ebediyyen kalacakları altından ırmaklar akan cennetler vardır.”<br />
Maide 119<br />
<br />
6) “Allah onlar için, içinde ebedi kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte en büyük kurtuluş budur.”<br />
Tevbe 89<br />
<br />
7) “İman edenler ve salih amel işleyenler, Rabbının izniyle içinde daimi kalacakları altından ırmaklar akan cennetlere sokulurlar. Oradaki temennileri selamdır.”<br />
İbrahim 23<br />
<br />
8) “Allah, iman edenleri ve iyi iş yapanları, altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Allah şüphesiz istediğini yapar.”<br />
Hacc 14<br />
<br />
9) “İman edenleri ve iyi iş yapanları ise, Allah, altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Orada altın ve inciden bilezikler takınırlar. Oradaki elbiseleri de ipektir.”<br />
Hacc 23<br />
<br />
10) “Dilediği takdirde sana bundan daha hayırlısını, altından ırmaklar akan cennetleri veren ve senin için köşkler yapan Allah çok yücedir.”<br />
Furkan 10<br />
<br />
11) “İman edenleri ve salih amel işleyenleri, içinde ebedi kalacakları, altından ırmaklar akan cennetteki odalara yerleştireceğiz. Amel edenlerin mükâfatı ne güzeldir.”<br />
Ankebut 58<br />
<br />
12) “Fakat Rablerinden korkanlar için, cennette altından ırmaklar akan kat kat inşa edilmiş odalar vardır.”<br />
Zümer 20<br />
<br />
13) “Allah’a iman edenleri ve salih amel işleyenleri altından ırmaklar akan cennetlere sokar...”<br />
Muhammed 12<br />
<br />
14) “Mü’min erkek ve kadınları, içinde ebediyen kalacakları, altından ırmaklar akan cennetlerine koymak ve onların kötülüklerini örtmek içindir. Bu, Allah katında en büyük kurtuluş olmuştur.”<br />
Fetih 5<br />
<br />
15) “Sizi toplanma günü için toplayacağı gün, bu aldanma günüdür. Kim Allah’a iman eder ve sahih amel işlerse, Allah onun günahlarını örter ve altından ırmaklar akan cennetlere sokar. İşte bu büyük kurtuluştur.”<br />
Teğabun 9<br />
<br />
16) “Mü’min erkek ve kadınları, nurlarının önlerinden ve sağlarından koştuğunu gördüğün gün onlara denir ki: “Sizin bugünkü müjdeniz, içinde ebediyen kalacağınız, altından ırmaklar akan cennetlerdir. İşte asıl kurtuluş budur.”<br />
Hadid 12<br />
<br />
17) “...İman edip salih amel işleyenleri karanlıklardan nura çıkarmak için size Allah’ın apaçık ayetlerini okuyan birde Rasul göndermiştik. Kim Allah’a iman eder ve salih amel işlerse, Allah’da onu içinde ebediyen kalacağı, altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Allah ona hiç tükenmeyen rızık vermiştir.”<br />
Talak 11<br />
<br />
18) “Ey iman edenler! Bir daha dönmemek üzere Allah’a tevbe edin; o zaman Rabbiniz günahlarınızı örter ve sizi, Allah’ın Rasulü ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı gün, altından ırmaklar akan cennetlere sokar. O gün onların nuru önlerinden ve yanlarından koşar; onlara derler ki: “Rabbimiz nurumuzu tamamla ve bizi bağışla. Şüphe yoktur ki sen her şeye kadirsin.”<br />
Tahrim 8<br />
<br />
19) “İman edenlere ve salih amel işleyenlere ise, altından ırmaklar akan cennetler vardır. Bu, büyük kurtuluştur.”<br />
Buruc 11<br />
<br />
Cennetten Bazı Sahneler<br />
<br />
1) Âdem Aleyhisselam<br />
<br />
1) “Demiştik ki: “Ey Âdem! Sen ve eşin cennete yerleşin ve dilediğiniz yerde onun nimetlerinden yeyin. Şu ağaca yaklaşmayın; yoksa zalimlerden olursunuz.”<br />
Bakara 35<br />
<br />
2) “Ey Âdem! Eşinle birlikte cennete yerleşin. Dilediğiniz yerden yeyin. Yalnız şu ağaca yaklaşmayın; aksi halde zalimlerden olursunuz.”<br />
Araf 19<br />
<br />
3) “Âdem’e demiştik ki: “Ey Âdem! Bu, senin için ve eşin için bir düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın; yoksa bedbaht olursunuz.”<br />
Ta-Ha 117<br />
<br />
4) “Cennette sana ne acıkma vardır, ne de çıplak kalma.”<br />
Ta-Ha 118<br />
<br />
5) “Orada ne susarsın, ne de güneş altında kalırsın.”<br />
Ta-Ha 119<br />
<br />
6) “Ne var ki şeytan, ona vesvese vermiş ve “Ey Âdem! Sana ebedilik ağacını ve hiç yok olmayacak bir hükümdarlığı göstereyim mi?” demişti.”<br />
Ta-Ha 120<br />
<br />
7) “Bunun üzerine Âdem ve eşi ağaçtan yemişler, ayıp yerleri kendilerine görülünce de cennet yapraklarıyla üzerlerini örtmeye başlamışlardı. Âdem Rabbına karşı gelmiş ve yolunu şaşırmıştı.”<br />
Ta-Ha 121<br />
<br />
8) “Ey Âdemoğulları! Şeytan, ana ve babanızın avret yerlerini birbirine göstermek için üzerlerinden elbiselerini cennetten çıkardığı gibi, size de bela olmasın; zira o ve kabilesi, sizi sizin onları görmeyeceğiniz yerlerden görürler. Biz, şeytanları, iman etmeyenlere dost kılmışızdır.”<br />
Araf 27<br />
<br />
9) “Şüphesiz, ayetlerimizi yalanlayanlar ve onlara karşı büyüklük taslayanlar için gökyüzü kapıları açılmaz ve deve, iğne deliğinden geçmedikçe cennete giremezler. İşte biz suçluları böyle cezalandırırız.”<br />
Araf 40<br />
<br />
10) “İman edenler ve iyi amellerde bulunanlar ki biz hiç kimseye gücü üstünde bir şey teklif etmeyiz, bunlarda cennet ehlidir ve orada ebedidirler.”<br />
Araf 42<br />
<br />
2) Araf Ehli<br />
<br />
1) “Cennet ehli, cehennem ehline “Rabbımızın bize vadettiğini biz gerçek bulduk; sizde Rabbınızın vadettiğini gerçek buldunuz mu? Diye hitap ederler. Onlar “evet” derler. Bunun üzerine bir münâdi “Allah’ın laneti zalimlerin üzerinedir” diye aralarında nida eder.”<br />
Araf 44<br />
<br />
2) “Cennet ehli ile cehennem ehli arasında bir perde ve Arafat üzerinde ise, her iki tarafında simalarından tanıyan, cennete henüz girmemiş, fakat girmeyi şiddetle arzu eden adamlar vardır ve cennet ehline “selamun aleykum” diye seslenirler.”<br />
Araf 46<br />
<br />
3) “Gözlerini cehennem ehli tarafına çevirdiği zaman da, Rabbımız! Bizi zalim kimselerle beraber bulundurma derler.”<br />
Araf 47<br />
<br />
4) “Araf ehli yine simalarından tanıdıkları bir takım adamlara da şöyle seslenirler: “Sizin ne zenginliğiniz, ne de büyüklük taslamış olmanız, size hiçbir fayda sağlamadı.”<br />
Araf 48<br />
<br />
5) “Allah’ın hiçbir rahmete nail etmeyeceğine yemin ettiğiz kimseler bunlar mı? Girin cennete! Size hiçbir korku yoktur; üzüntü duyacak da değilsiniz.”<br />
Araf 49<br />
<br />
6) “Cehennem ehli, cennet ehline “bize su yahut Allah’ın size rızık olarak verdiklerinden bize de biraz akı” diye seslenirler. Fakat onlar. “Allah her ikisini kâfirlere haram kıldı” derler.”<br />
Araf 50<br />
<br />
3) Cennetten Başka Sahneler<br />
<br />
1) “Birbirlerine dönüp sorarlar. İçlerinden biri der ki: “Benim bir arkadaşım vardı, bana derdi ki: Sen gerçekten yeniden dirilmeyi tasdik edenlerden misin? Biz öldüğümüz toprak ve kemik olduğumuz zaman mı, yeniden dirilip cezalandırılacağız?”<br />
Saffat 50, 51, 52, 53<br />
<br />
2) “Yine o kişi cennetteki arkadaşına der ki: “Şimdi onun halini bilir misiniz?”<br />
Saffat 54<br />
<br />
3) “İşte o zaman muttali olur ve onu cehennemin ortasında görür.”<br />
Saffat 55<br />
<br />
4) “Der ki: “Allah’a yemin ederim ki, sen, neredeyse beni de mahvedecektin.”<br />
Saffat 56<br />
<br />
5) “Eğer Rabbımın nimeti olmasaydı, bende azab içinde oraya sevk edilenlerden olacaktım.”<br />
Saffat 57<br />
<br />
6) “İlk ölümümüzden sonra artık biz bir daha ölecek değiliz, değil mi? Ve biz hiç azab görmeyeceğiz.”<br />
Saffat 58, 59<br />
<br />
7) “İşte bu muhakkak ki en büyük kurtuluştur.<br />
Saffat 60<br />
<br />
8) “Rablarından korkanlarda bölük bölük cennete sevk olunurlar. Oraya geldikleri ve kapıları açıldığı zaman, bekçilere onlara der ki: selam size; hoş geldiniz. Artık ebediyyen kalmak üzere cennete girin.”<br />
Zümer 73<br />
<br />
9) “Onlar da şöyle derler: “Verdiği sözde bize sadık olan ve cennetin dilediğimiz yerinde yerleşelim diye arzı bize miras bırakan Allah’a hamd olsun. İyi amel sahiplerinin mükafatı ne güzeldir!”<br />
Zümer 74<br />
<br />
10) “Orada melekleri, Rablarını hamd ile tesbih ederek Arşın etrafını kuşatmış görürüsün. İnsanlar arasında adaletle hükmolunur ve “hamd âlemlerin Rabbı Allah’ mahsus” denir.”<br />
Zümer 75<br />
<br />
11) “Rabbımız! Onları, atalarından, eşlerinden ve soylarından iyi olanları, kendilerine vadettiğin Adn cennetlerine koy. Şüphe yoktur ki daima galip olan, hikmet sahibi olan sensin.”<br />
Mü’min 8<br />
<br />
Diğer Ayetler<br />
<br />
1) “İman edenler ve iyi işler yapanlar ise, bunlarda cennet ehlidir ve orada ebedi kalacaklardır.”<br />
Bakara 82<br />
<br />
2) “Yoksa siz sizden evvel gelip geçen, hatta Rasulleri, beraberindeki mü’minlerle birlikte “Allah’ın yardımı ne zaman?” diyecek kadar sıkıntılara ve acılara maruz kalıp sarsılanların hali, sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sanıyorsunuz? Bilin ki Allah’ın yardımı yakındır.”<br />
Bakara 214<br />
<br />
3) “İman etmedikçe müşrik kadınlarla evlenmeyin. Mü’min bir cariye, hoşunuza gitse bile, müşrik bir kadından hayırlıdır. İman etmedikçe müşrik erkeklerle evlendirmeyin. Mü’min bir köle, hoşunuza gitse bile, bir müşrikten daha hayırlıdır. Bunlar cehenneme çağırırlar; Allah ise, izniyle cennete ve mağfirete davet ediyor. İşte Allah, düşünüp ibret alsınlar diye, ayetlerini insanlara böyle açıklar.”<br />
Bakara 221<br />
<br />
4) “Yüzleri beyazlaşanlar ise, Allah’ın rahmeti içindedirler. Orada onlar daimidirler.”<br />
Âl-i İmran 107<br />
<br />
5) “Her nefis ölümü tadacaktır. Kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı mutlaka verilecektir Kim ateşten kurtarılıp cennete sokulursa, o, muhakkak kurtuluşa ermiştir. Zaten dünya hayatı aldatıcı bir metadan başka bir şey değildir.”<br />
Âl-i İmran 185<br />
<br />
6) “Melekler iyi kimseler olarak canlarını aldıkları bu kimselere “Allah’ın selamı üzerinize olsun. Yapmış olduklarınıza karşılık cennete girin” derler.”<br />
Nahl 32<br />
<br />
7) “Arşı taşıyanlar ve O’nun etrafında bulunanlar, Rablarını hamd ile tesbih ederler; O’na inanırlar ve iman edenlere şöyle mağfiret dilerler: “Rabbimiz! Rahmetin ve ilmin her şeyi kaplamıştır. Tevbe edenlere ve yolundan gidenlere mağfiret et; onları cehennem azabından koru.”<br />
Mü’min 7<br />
<br />
8) “Onları kötülüklerden koru; sen kimi kötülüklerden korursan, kıyamet günü rahmet etmiş olursun. İşte asıl büyük kurtuluş budur.”<br />
Mü’min 9<br />
<br />
9) “Ey iman edenler! Size “meclislerde yer açın” denildiği zaman, yer açın ki Allah’da size cennette yer açsın. “Kalkın” denildiği zaman da, hemen kalkın ki, Allah’da içinizden iman edenleri ve kendilerine ilim verilenlerin derecelerini yükseltsin. Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”<br />
Mücadele 11<br />
<br />
10) “Cehennem ehliyle cennet ehli bir değildir. Asıl kurtuluşa erenlerde cennet ehlidir.”<br />
Haşr 20<br />
<br />
11) “Allah iman edenlere de, firavunun karısını misal vermektedir. Hani firavunun karısı şöyle demişti: “Rabbım beni cennette senin kendi yanına bana bir ev yap ve beni firavundan ve onun işlerinden kurtar; beni zalim kavimden kurtar.”<br />
Tahrim 11<br />
<br />
12) “Ey huzura ermiş olan nefis! Hoşnut etmiş ve hoşnut olmuş olarak Rabbına dön. Kullarım arasına gir; cennetime gir.”<br />
<div style="text-align: center;">
Fecr 27, 28, 29, 30</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/15007382329006854675noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4081281381689413260.post-22030339082243170472013-11-21T12:24:00.003-08:002013-11-21T12:24:35.198-08:00Namaz Kılmayanın Azabı!!!<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-ruiGdWJtlcg/Uo5r2DgRV0I/AAAAAAAAAPA/mF8-AUY0chk/s1600/cehennem-atesi_208309160142.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="300" src="http://3.bp.blogspot.com/-ruiGdWJtlcg/Uo5r2DgRV0I/AAAAAAAAAPA/mF8-AUY0chk/s400/cehennem-atesi_208309160142.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Namaz Kılmayanın Azabı!!!<span class="Apple-tab-span" style="white-space: pre;"> </span></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
بِسْمِ اللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ وَبَعْدُ</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Sizden Rüya Gören Biri Var mı?</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Semure bin Cundeb (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), sabah namazını kıldıktan sonra yüzünü ashabına döner ve sık sık:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−‘Sizden rüya gören biri var mı?’ diye sorardı.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Rüya gören varsa, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Allah’ın dilediği kadar tabir ederdi.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Yine bir sabah Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−‘Sizden rüya gören biri var mı?’ diye sordu.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Biz de:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Gören yoktur, dedik.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−‘Kuşkusuz ki, ben bir rüya gördüm. Bu gece bana iki kişi geldi. Elimden tutup beni Mukaddes Toprağa çıkardılar ve haydi yürü! dediler. Yürüdüm. Uyuyan bir adamın yanına geldik, o adamın yanında elinde bir kaya olduğu halde başucunda biri duruyordu. Bazen bu kayayı o adamın başına indirip onunla adamın başını yarıyordu! Taş da sağa ve sola yuvarlanıp gidiyordu. Taşı vuran adam taşı takip ediyor ve tekrar alıyordu. Ama o adamın başı eskisi gibi iyileşinceye kadar adama vurmuyordu. Adamın başı iyileştikten sonra tekrar taşı adamın başına indiriyor, önceki yaptığı gibi yapıyordu!</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Beni getiren iki kişiye:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−‘Subhanallah! Bu nedir? dedim.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
O iki kişi bana:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Yürü! Yürü! dediler. Beraberce yürüdük. Sırtüstü uzanmış birinin yanına geldik. Bunun da yanında, elinde demir kancalar bulunan bir adam duruyordu. Adam çengeli takıp yüzünün yarısını ensesine kadar soyuyordu. Burnu ve gözü enseye kadar soyuluyordu! Sonra öbür tarafına geçip, aynı şekilde diğer yüzünün derisini de ensesine kadar soyuyordu. Elinde demir kancalar bulunan bir adam, yerdeki adamın yüz derileri iyileşip eskisi gibi sıhhate kavuşuncaya kadar bekliyor, sonra tekrar önce yaptıklarını yapmaya başlıyordu.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Beni getiren iki kişiye:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−‘Subhanallah! Bu nedir? dedim.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
O iki kişi bana:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Yürü! Yürü! dediler. Beraberce yürüdük. Tandır gibi bir yere geldik Üstü dar altı geniş. İçinden birtakım gürültüler, sesler geliyordu. Gördük ki, içinde bir kısım çıplak kadınlar ve erkekler var. Aşağı taraflarından bir alev yükselip onları yakıyordu. Bu alev onlara ulaşınca çığlık koparıyorlardı.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Beni getiren iki kişiye:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−‘Subhanallah! Bu nedir? dedim.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
O iki kişi bana:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Yürü! Yürü! dediler. Beraberce yürüdük. Kan gibi kırmızı bir nehrin kenarına geldik. Nehirde yüzen bir adam vardı. Nehir kenarında da yanında birçok taş bulunan bir adam duruyordu. Adam bir müddet yüzüp kıyıya doğru yanaşıp çıkmak isteyince, yanında taşlar bulunan kıyıdaki adam doğru geliyor ağzını açıyor kıyıdaki adam da ona bir taş atarak onu bulunduğu yere gönderiyordu! Adam bir müddet yüzdükten sonra geri dönüp adama doğru yine yaklaşıyordu. Her dönüşünde ağzını açıyor, kıyıdaki adam da ona bir taş atıyor ve adam çıkmak için geldiğinde her defasında ağzına bir taş atıp yerine döndürüyordu!</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Beni getiren iki kişiye:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−‘Subhanallah! Bu nedir? dedim.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
O iki kişi bana:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Yürü! Yürü! dediler. Beraberce yürüdük. Çok çirkin görünüşlü bir adamın yanına geldik. Böylesi çirkin kimseyi görmemişsindir! Bu çirkin görünüşlü bir adamın yanında bir ateş vardı. Adam ateşi tutuşturup etrafında dönüyordu.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Beni getiren iki kişiye:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−‘Bu kimdir? dedim.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
O iki kişi bana:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Yürü! Yürü! dediler. Beraberce yürüdük. Büyük ağaçları olan bir bahçeye geldik. İçerisinde her çeşit bahar çiçekleri vardı. Bu bahçenin ortasında çok uzun boylu bir adam vardı. Göğe yükselen başını neredeyse göremiyordum. Etrafında asla göremediğim kadar çok sayıda çocuklar vardı.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Beni getiren iki kişiye:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−‘Bu kimdir? dedim.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
O iki kişi bana:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Yürü! Yürü! dediler. Beraberce yürüdük. Büyük bir ağacın yanına geldik. Bundan daha büyük ve daha güzel bir ağacı hiç görmedim.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
O iki kişi bana:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Ağaca çık! dediler. Beraberce çıkmaya başladık. Altın ve gümüş tuğlalarla yapılmış bir şehre doğru yükselmeye başladık. Derken şehrin kapısına geldik, kapıyı çalıp açmalarını istedik. Açtılar ve beraberce girdik. Bizi bir kısım insanlar karşıladı. Bunlar yaratılışça bir yarısı çok güzel, diğer yarısı da çok çirkin kimselerdi. Sanki böylesine güzellik ve böylesine çirkinlik görmemişsindir.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Yanımdaki iki kişi onlara:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Gidin şu nehire girin! dediler. Meğerse orada açıkta bir nehir varmış. Suyu sanki saf süt, bembeyaz. Gidip içine girip çıktılar. Çirkinlikleri tamamen gitmiş olarak geri geldiler. İki tarafları da en güzel şekli almıştı.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Beni dolaştıran iki kişi şöyle dediler:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Bu gördüğün Adn cennetidir. Şu da senin makamındır. Gözümü çevirip baktım. Bu bir saraydı, tıpkı beyaz bir bulut gibi. Beni gezdirin, içine gireyim! dedim. Şimdilik hayır! Fakat mutlaka gireceksin, dediler.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Ben:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Geceden beri acayip şeyler gördüm, bu gördüğüm şeyler neydi? diye sordum.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Sana anlatacağız, dediler ve anlatmaya başladılar:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Taşla başı yarılan o ilk gördüğün adam, Allah kendisine Kur’an’ı Kerim’i öğrettiği halde, uykuyu Kur’an’a tercih eder, gündüz de Kur’an’ı Kerim’e göre yaşamazdı! Farz namazları da uyuyup kılmazdı! İşte bu nedenle ona kıyamet gününe kadar böyle azap edilir!</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Ensesine kadar yüzünün derileri, burnu, gözü soyulan adam, evinden çıkıp yalanlar uydurup, etrafa yalan saçan kimsedir! İşte bu nedenle ona kıyamet gününe kadar böyle azap edilir!</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Tandır gibi üstü dar altı geniş bir yerin içinde gördüğün kadınlı erkekli çıplak kimseler, zina yapan erkekler ve kadınlardır!</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Kan gibi kırmızı nehrinde yüzüp ağzına taş atılan adam, faiz yiyen adamdır.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Ateşin yanında durup onu yakan ve etrafında dönen çirkin görünüşlü ve kötü manzaralı adam, cehennem bekçisi Mâlik’tir.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Bahçede gördüğün uzun boylu adam İbrahim aleyhisselam idi. Onun etrafındaki çocuklar ise, fıtrat üzere ölen çocuklardır.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Yarısı güzel, yarısı çirkin yaratılışlı olan adamlara gelince, bunlar iyi amellerle kötü amelleri birbirine karıştırıp her ikisini de yapan kimselerdir. Allah onları affetmiştir.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
İlk girdiğin ev, bütün Müslümanların evi, bu ev ise şehitlerin evidir. Ben, Cebrail’im. Bu da, Mikail’dir.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Başını yukarı kaldır! dedi. Başımı kaldırdım, bir de baktım ki üstümde bulut gibi bir şey duruyor.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Bana:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−İşte bu de senin evindir, dediler.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Ben:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Beni bırakın da evime gireyim, dedim.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
O iki kişi:</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
−Ama senin henüz tamamlamadığın bir ömrün var, şayet tamamlamış olsaydın, evine girerdin, dediler.”</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
Buhari 3/1307, 15/6915</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/15007382329006854675noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4081281381689413260.post-44667029341973753332013-11-21T09:15:00.001-08:002013-11-21T09:15:31.440-08:00Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Namaz Kılma Şekli<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-VYenY5ppzls/Uo4_XeegYhI/AAAAAAAAAOw/wvUtXCrkmZM/s1600/goz-nuru-namaz.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="227" src="http://1.bp.blogspot.com/-VYenY5ppzls/Uo4_XeegYhI/AAAAAAAAAOw/wvUtXCrkmZM/s400/goz-nuru-namaz.jpg" width="400" /></a></div>
Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Namaz Kılma Şekli<br />
<br />
1) Kişi namaz kılmak istediği vakit, önüne bir sütre (45-50 cm yüksekliğinde her hangi bir şey) koyarak yahut mümkünse bir duvara doğru kıbleye yönelir.<br />
<br />
Müslim 499/241<br />
<br />
2) Elinin içi kıbleye doğru omuz veya kulak hizasına gelecek şekilde kaldırır ve Allah-u Ekber deyip İftitah tekbiri alır.<br />
<br />
Müslim 390/22, 23<br />
<br />
3) Sağ eli göğsüne gelecek şekilde, sol elin bileği üzerine koyar.<br />
<br />
Buhari 755<br />
<br />
4) İftitah duasını okur.<br />
<br />
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمَدِكَ وَتَباَرَكَ اسْمُكَ وَتَعاَلىَ جَدُّكَ وَلاَ إِلهَ غَيْرُكَ<br />
<br />
Veya sahih hadislerle sabit diğer başka dualardan dilediğini okur.<br />
<br />
Tirmizi 243<br />
<br />
5) Taşlanmış şeytandan Allah’a sığınıp, Fatiha’yı okur ve Âmîn diyerek bitirir. Sonra Kur’an’dan kolayına geleni okur.<br />
<br />
Ebu Davud 775, 4001, Buhari 780<br />
<br />
6) Allah-u Ekber der omuz veya kulak hizasına gelecek şekilde ellerini kaldırır ve Rükûya eğilir, ellerini dizleri üzerine koyar ve Subhane Rabbiye’l-Azîm der.<br />
<br />
Müslim 487/223, Ebu Davud 745<br />
<br />
7) Semi Allah-u Limen Hamideh der omuz veya kulak hizasına gelecek şekilde ellerini kaldırır ve Rükûdan kalkar, sonra ayakta iken Rabbena Ve Leke’l-Hamd der.<br />
<br />
Buhari 787<br />
<br />
8) Allah-u Ekber der secdeye eğilir. Yedi uzvu üzerine secde eder. Bunlar: yüz, burun, alın, iki el, iki diz ve ayakuçları. Topuklarını birleştirir. Parmaklarını birbirine birleştirerek ellerini kıbleye yöneltir. Dirseklerini yanlarından uzaklaştırır ve secdede Subhane Rabbiye’l-Ağla der.<br />
<br />
Ebu Davud 734<br />
<br />
9) Tekbir alarak başını kaldırır. Sonra oturup sol ayağını yayar ve onun üzerine oturur. Sağ ayağını parmakları kıbleye gelecek şekilde diker. Ellerini uyluğuna ve dizinin üzerine koyar ve iki secde arasında iki kere Rabbiğfirli der.<br />
<br />
Ebu Davud 727<br />
<br />
10) Allah-u Ekber der, birincisi secdede olduğu gibi ikinci kez secde yapar.<br />
<br />
11) Allah-u Ekber der ikinci secdeden kalkar. Birinci rekâtı kıldığı gibi ikinci rekâtı kılar. Ancak ikinci rekâta başlarken iftitah duasını okumaz.<br />
<br />
12) İkinci rekâtta ikinci secdeyi bitirdiği vakit, iki secde arasında oturduğu gibi tahiyyat için oturur. Sağ elinin şahadet parmağı hariç bütün parmaklarını yumar, başparmağı ve orta parmağını halka yapar dua ederken şahadet parmağıyla işaret edip hareket ettirir, şu teşehhüdü okur:<br />
<br />
التَّحِيَّاتُ ِللهِ، وَالصَّلَوَاتُ وَالطَّيِّبَاتُ، السَّلاَمُ عَلَى النَّبِيِّ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ، السَّلاَمُ عَلَيْنَا وَعَلَى عِبَادِ اللهِ الصَّالِحِينَ، أَشْهَدُ أَنَّ لاَ إِلهَ إِلاَّ اللهُ، وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ<br />
<br />
Sonra şu duaları da ekler:<br />
<br />
اللَّهُمَّ صَلَّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ مُحَمَّدٍ، كَمَا صَلَّيْتَ عَلَى إِبْرَاهِيمَ وَعَلَى آلِ إِبْرَاهِيمَ إِنَّكَ حَمِيْدٌ مَجِيْدٌ. اللَّهُمَّ بَارِكْ عَلَى مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ مُحَمَّدٍ كَمَا باَرَكْتَ عَلَى إِبْرَاهِيمَ وَعَلَى آلِ إِبْرَاهِيمَ إِنَّكَ حَمِيْدٌ مَجِيْدٌ<br />
<br />
Buhari 6208<br />
<br />
Eğer üç yahut dört rekâtlı namaz kılıyorsa, teşehhütten üçüncü rekât için ayağa kalktığında, ellerini omuz veya kulak hizasına gelecek şekilde kaldırır ve anlatıldığı gibi namazını tamamlar. Selamdan önce dua eder, dört şeyden: Kabir azabından, Mesih-i Deccalin fitnesinden, hayat ve ölümün fitnesinden, günah işlemekten ve borçlu olmaktan Allah’a sığınır. Bunun duası şöyledir:<br />
<br />
اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ القَبْرِ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ الْمَسِيحِ الدَّجَّالِ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ الْمَحْياَ وَالْمَمَاتِ، اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْمَأْثَمِ وَالْمَغْرَمِ<br />
<br />
Bundan sonra sağına ve soluna selam verir.<br />
<br />
Buhari 820<br />
<div>
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/15007382329006854675noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4081281381689413260.post-50666577459930079762013-11-21T05:19:00.001-08:002013-11-21T05:19:09.195-08:00Nazar Büyü ve zehirli Haşerata karşı, Çocukları ve Başkalarını Koruyucu Dualar <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-YhKtO3QOuEA/Uo4H_j_82cI/AAAAAAAAAOg/NoE0Z3gFoRI/s1600/nazardan.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="486" src="http://2.bp.blogspot.com/-YhKtO3QOuEA/Uo4H_j_82cI/AAAAAAAAAOg/NoE0Z3gFoRI/s640/nazardan.jpg" width="640" /></a></div>
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/15007382329006854675noreply@blogger.com0